
İLİŞKİ UZMANI VE YAŞAM KOÇU SARI DOBRA LANBÂNU OHNUR BİZLERLE…
* KAYALAR GİBİ HERİF FANTAAZİ UĞRUNA ADETA KAYSI OLDU
Sevgili Lanbanu, kocam Sadun tam bir fantaazi insanıdır. İlk birlikteliğimiz fantaazi olsun deye yerçekimsiz ortamda gerçekleşti diyeyim siz durumu anlayın.
Şimdi “Yerçekimsiz ortamı nerden buldunuz, beyin Sadun Nasa da mı çalışıyo” deye soracaksınız. Aslında ortamda yer çekimi vardı, Sadun iş yerinden arkadaşı Mıstafa’dan yazlığının anahtarını almıştı, yazlık Kumburgaz’da, bildiğimiz yerçekimi orda da gayet net çekiyo, ama Sadun fantaazi olsun deye
“Yerçekimi yokmuş gibi davranalım Hande” dedi ve iki insan birbirini sevip sayınca hakkaten yerçekimi yokmuş gibi olabiliyo.
İlişkimiz ilerledikçe Sadun bambaşka fantaaziler üretmeye başladı. Sizin hep tavsiye ettiğiniz gibi ilikimize küçük tatlı heyecanlar, minik sürprizler katıyor, coştukça coşuyorduk. Gören
“Ay ne kadar örnek bi ilişkiniz var, ilişki uzmanı olsanıza” diyordu.
Son Avrupa kupasına geldiğimizde ise durum hepten ilginçleşti. Sadun bana kâh Portekiz’in kâh Çekoslavakya’nın formasını giydiriyordu ve o şekilde birlikte olurken, ben Çek yahut Portekizliymişim gi
bi
“Horslowski, ontiro kumterilliii” şeklinde mahsusçuktan ejnebice inliyordum.
Böylelikle Sadun acaip sitres atmış, aynı anda da kocalık görevlerini yerine getirmiş oluyordu.
Gelgelelim bu sitres atma olayını abartıp bir gün bana iş yerindeki askılıktan çaldığı patronu Uygur Bey’e ait keten cekedi giydirince herşey kontrolden çıktı.
Başta her fantaazimizde olduğu gibi Sadun beni patronu Uygur Bey yerine koyup küfürler ederek aşk yaparken adeta hıncını alıyordu. Ama Uygur Bey buna iki maaş ceza kesip yaz tatilini yiyince o fantaazi insanı Sadun gitti yerine başka bişe geldi.
“Bundan böyle o çalıntı cekedi hiç üstünden çıkarmıycaksın Hande” dedi.
“Olur bebişim” derken başımıza gelecekleri bilmiyordum.
Ben evde Uygur Bey’in cekediyle dolaşırken olurolmaz yerde saldırıp üstüme çıkıyor, ben de fantaaziye renk katmak için Uygur Bey’in sesini taklit ederek
“Olm lan Sadun verdiğim bi işi beceremiyosun harbiden salaksın yaa sen… Sadun maaşını kestim. Sadun bi daha geç gelirsen kabak gibi oyarım bak şerefsiz evladıyım oyarım” şeklinde cümleler kurmak surtiyle, adeta yangına köpükle gidiyordum.
Ancak ben hergün Uygur Beyin cekediyle dolaşıp onun gibi konuşurken kendimi fantaazideki rolüme biraz fazlaca kaptırmaya başladım. Sadun’un ağzına iki tane çakmam o tarihlere rastlar. O ise bana bir uçan tekmeyle karşılık verdi. Ben de onu işten attım. İşten atılınca fantaaziyi felan bırakıp
“Yapmayın Uygur Bey, iki çocuğum var, ne yer ne .içeriz” diye yalvar yakar oldu. Kendisine bir kafa atıp yere devirdiğimi hatırlıyorum.
Sonrasını burada yazamayacağım. Fakat ben bi şekilde Sadun’u çok afedersiniz, nası söylesem… “Kirlettim” diyelim…
Rolüm beni elegeçirmiş idi, fekat başıma ne işler açtığımı anlamam uzun sürmedi. Benim sinirli, yırtıcı Sadun’um gitti, çok afedersiniz, karı kılıklı biri geldi. Ondan sonra ne yaptıysam, ne giydiysem olmadı. Son olarak iş yerinden Mıstafayla beraber (Kumburgaz’da yerçekimli yazlığı olan) kaçıp izlerini kaybettirdiler.
Şimdi sizden bir yaşam koçu ve ilişki uzmanı olaraktan yardım reca ediyorum. Sadunum’u nası geri kazanabilirim?
*Ben hiç bööle bişe duymadım annem yaa. Sana “Talihsiz kullanıcı” diyelim mi? Yine de klasik yöntemler işe yarar bak.
Saç rengini değiştir, küçük minik vanilya kokulu iç çamaşırları giy. Çarşambaları sarışın ol cumaları kumralmış gibi davran.
Kıskandır, sen de mahalleden Kudret yahut Aysima adında biriyle kaçmak üzereymişsin gibi davran.
Kendine yeni ceketler çal onları giy dolaş.
Pazartesileri dansöz kılığına gir, salıları Portekizli ol.
Bi evlilik danışmanına patron Uygur Bey kılığında gitmen de faydalı olabilir.
Aeorobik e başla basenlerini incelt, kaval kemiğini güçlendir, azı dişine pırlanta kaktır. Göreceksin “vazgeçilmaz” olucaksın.
Dodaklarını doldurt, göz altı torban varsa onlarla barış.
Öpüyorum delice.
Unutma: Mutlu beraberlik tüketmekten geçer, Sadun’a pırlanta şövalye yüksük al, Mıstafa dediğin yuvayıkıcıya plazma televizyon veya cep telefonu hediye et, aranızdan çekilmesini söyle…Kumral ol. Kızıl saça sıcak bak.
“PAÇOZ KARI” DİYE BAARIYOR
Lanbanu Hanım. Biz eşimle 7,4 raitingi 21 sharesi olan bir tv programında sunucu kadın Semiray Hotoz tarafından tanıştırılıp evlendirildik. Fakat yuvamız yıkılmanın eşiğinde…
1) Karım Gizem ilişkimizin en özel, eeeen mahrem anlarında reklam arası veriyor. Bitmiyor “Advörtial” diyor, bitmiyor alta çerçeve giriyor, yandan yazı akıtıyor, sonra da beni erken boşalmakla suçluyor.
2) Reyting artsın diye kavga çıkarmaya alışmış olduğu için, hiç gereği yokken yan komşumuz Sıla hanımın kapısını
çalıp “Paçoz karıı sen ne annarsın erkeeni elinde tutmaktaaan” diye bağırıyor, dolayısıyla Sıla hanım camı çerçeveyi indiriyor.
3) Annesi ilişkimize telefonla bağlanıp “Burada Gizem haklı. Yuva kurmak fedakarlık gerektirir hayat müşterektir, erkek aldatırsa elinin kiri oluyo da kadın çapkınlık etmeye kalkışsa neler oluyo” şeklinde papağan modunda cümleler kuruyo…
4) Ben “İlişki uzmanı, yaşam koçu Sayın Lanbanu Ohnur’a başvuralım, ilişkimizi kurtaralım dediğimde kendisi TV eleştirmeni Cengiz Semercioğlu’na başvuralım ilişkimizdeki dramatik hataları, tempo ve cast yanlışlıklarını öğrenelim” diye tutturuyor.
5) İlişkimize cingıl yaptırmak (Reklam- Program için tanıtıcı müzik) için Gülben Ergen’in kaynı Deniz Erdoğan’a başvuralım, loboloboloploplooop” diyor.
6) Noolucak peki? Bu arada adım Renan.
Renan, canımsın. Küçük tatlı hoş sürprizlar diycam yine: Maldiv adalarına ve/ veya Manhattın’a alınmış bir bilet, habersizce tapusu Gizam üzerine yapılmış bir Kemerburgaz ve/veya Göktürk Köyü Evi… Doğayla içiçe, tatlı siyah renkli, film camlı bir cip (füme de olabilir). İstiridye, çinçilla kürkü, maymun beyni, mücev mücev parlayan bir mücevherat… Göreceksin herşey değişecek. Cumaları kızıl saç, tanga, artı, romantic comedy tarzı DVD ler… Somon, suşi, minik bir gül belki, kabak ograten, böbstrogonof, yunus balığı, cins köpek yavrusu, porselen diş, atış poligonu, at binin muhakkak, flamenk dili, havşa başlı saç vidası.
* KAYALAR GİBİ HERİF FANTAAZİ UĞRUNA ADETA KAYSI OLDU
Sevgili Lanbanu, kocam Sadun tam bir fantaazi insanıdır. İlk birlikteliğimiz fantaazi olsun deye yerçekimsiz ortamda gerçekleşti diyeyim siz durumu anlayın.
Şimdi “Yerçekimsiz ortamı nerden buldunuz, beyin Sadun Nasa da mı çalışıyo” deye soracaksınız. Aslında ortamda yer çekimi vardı, Sadun iş yerinden arkadaşı Mıstafa’dan yazlığının anahtarını almıştı, yazlık Kumburgaz’da, bildiğimiz yerçekimi orda da gayet net çekiyo, ama Sadun fantaazi olsun deye
“Yerçekimi yokmuş gibi davranalım Hande” dedi ve iki insan birbirini sevip sayınca hakkaten yerçekimi yokmuş gibi olabiliyo.
İlişkimiz ilerledikçe Sadun bambaşka fantaaziler üretmeye başladı. Sizin hep tavsiye ettiğiniz gibi ilikimize küçük tatlı heyecanlar, minik sürprizler katıyor, coştukça coşuyorduk. Gören
“Ay ne kadar örnek bi ilişkiniz var, ilişki uzmanı olsanıza” diyordu.
Son Avrupa kupasına geldiğimizde ise durum hepten ilginçleşti. Sadun bana kâh Portekiz’in kâh Çekoslavakya’nın formasını giydiriyordu ve o şekilde birlikte olurken, ben Çek yahut Portekizliymişim gi

“Horslowski, ontiro kumterilliii” şeklinde mahsusçuktan ejnebice inliyordum.
Böylelikle Sadun acaip sitres atmış, aynı anda da kocalık görevlerini yerine getirmiş oluyordu.
Gelgelelim bu sitres atma olayını abartıp bir gün bana iş yerindeki askılıktan çaldığı patronu Uygur Bey’e ait keten cekedi giydirince herşey kontrolden çıktı.
Başta her fantaazimizde olduğu gibi Sadun beni patronu Uygur Bey yerine koyup küfürler ederek aşk yaparken adeta hıncını alıyordu. Ama Uygur Bey buna iki maaş ceza kesip yaz tatilini yiyince o fantaazi insanı Sadun gitti yerine başka bişe geldi.
“Bundan böyle o çalıntı cekedi hiç üstünden çıkarmıycaksın Hande” dedi.
“Olur bebişim” derken başımıza gelecekleri bilmiyordum.
Ben evde Uygur Bey’in cekediyle dolaşırken olurolmaz yerde saldırıp üstüme çıkıyor, ben de fantaaziye renk katmak için Uygur Bey’in sesini taklit ederek
“Olm lan Sadun verdiğim bi işi beceremiyosun harbiden salaksın yaa sen… Sadun maaşını kestim. Sadun bi daha geç gelirsen kabak gibi oyarım bak şerefsiz evladıyım oyarım” şeklinde cümleler kurmak surtiyle, adeta yangına köpükle gidiyordum.
Ancak ben hergün Uygur Beyin cekediyle dolaşıp onun gibi konuşurken kendimi fantaazideki rolüme biraz fazlaca kaptırmaya başladım. Sadun’un ağzına iki tane çakmam o tarihlere rastlar. O ise bana bir uçan tekmeyle karşılık verdi. Ben de onu işten attım. İşten atılınca fantaaziyi felan bırakıp
“Yapmayın Uygur Bey, iki çocuğum var, ne yer ne .içeriz” diye yalvar yakar oldu. Kendisine bir kafa atıp yere devirdiğimi hatırlıyorum.
Sonrasını burada yazamayacağım. Fakat ben bi şekilde Sadun’u çok afedersiniz, nası söylesem… “Kirlettim” diyelim…
Rolüm beni elegeçirmiş idi, fekat başıma ne işler açtığımı anlamam uzun sürmedi. Benim sinirli, yırtıcı Sadun’um gitti, çok afedersiniz, karı kılıklı biri geldi. Ondan sonra ne yaptıysam, ne giydiysem olmadı. Son olarak iş yerinden Mıstafayla beraber (Kumburgaz’da yerçekimli yazlığı olan) kaçıp izlerini kaybettirdiler.
Şimdi sizden bir yaşam koçu ve ilişki uzmanı olaraktan yardım reca ediyorum. Sadunum’u nası geri kazanabilirim?
*Ben hiç bööle bişe duymadım annem yaa. Sana “Talihsiz kullanıcı” diyelim mi? Yine de klasik yöntemler işe yarar bak.
Saç rengini değiştir, küçük minik vanilya kokulu iç çamaşırları giy. Çarşambaları sarışın ol cumaları kumralmış gibi davran.
Kıskandır, sen de mahalleden Kudret yahut Aysima adında biriyle kaçmak üzereymişsin gibi davran.
Kendine yeni ceketler çal onları giy dolaş.
Pazartesileri dansöz kılığına gir, salıları Portekizli ol.
Bi evlilik danışmanına patron Uygur Bey kılığında gitmen de faydalı olabilir.
Aeorobik e başla basenlerini incelt, kaval kemiğini güçlendir, azı dişine pırlanta kaktır. Göreceksin “vazgeçilmaz” olucaksın.
Dodaklarını doldurt, göz altı torban varsa onlarla barış.
Öpüyorum delice.
Unutma: Mutlu beraberlik tüketmekten geçer, Sadun’a pırlanta şövalye yüksük al, Mıstafa dediğin yuvayıkıcıya plazma televizyon veya cep telefonu hediye et, aranızdan çekilmesini söyle…Kumral ol. Kızıl saça sıcak bak.
“PAÇOZ KARI” DİYE BAARIYOR
Lanbanu Hanım. Biz eşimle 7,4 raitingi 21 sharesi olan bir tv programında sunucu kadın Semiray Hotoz tarafından tanıştırılıp evlendirildik. Fakat yuvamız yıkılmanın eşiğinde…
1) Karım Gizem ilişkimizin en özel, eeeen mahrem anlarında reklam arası veriyor. Bitmiyor “Advörtial” diyor, bitmiyor alta çerçeve giriyor, yandan yazı akıtıyor, sonra da beni erken boşalmakla suçluyor.

2) Reyting artsın diye kavga çıkarmaya alışmış olduğu için, hiç gereği yokken yan komşumuz Sıla hanımın kapısını

3) Annesi ilişkimize telefonla bağlanıp “Burada Gizem haklı. Yuva kurmak fedakarlık gerektirir hayat müşterektir, erkek aldatırsa elinin kiri oluyo da kadın çapkınlık etmeye kalkışsa neler oluyo” şeklinde papağan modunda cümleler kuruyo…
4) Ben “İlişki uzmanı, yaşam koçu Sayın Lanbanu Ohnur’a başvuralım, ilişkimizi kurtaralım dediğimde kendisi TV eleştirmeni Cengiz Semercioğlu’na başvuralım ilişkimizdeki dramatik hataları, tempo ve cast yanlışlıklarını öğrenelim” diye tutturuyor.
5) İlişkimize cingıl yaptırmak (Reklam- Program için tanıtıcı müzik) için Gülben Ergen’in kaynı Deniz Erdoğan’a başvuralım, loboloboloploplooop” diyor.
6) Noolucak peki? Bu arada adım Renan.
Renan, canımsın. Küçük tatlı hoş sürprizlar diycam yine: Maldiv adalarına ve/ veya Manhattın’a alınmış bir bilet, habersizce tapusu Gizam üzerine yapılmış bir Kemerburgaz ve/veya Göktürk Köyü Evi… Doğayla içiçe, tatlı siyah renkli, film camlı bir cip (füme de olabilir). İstiridye, çinçilla kürkü, maymun beyni, mücev mücev parlayan bir mücevherat… Göreceksin herşey değişecek. Cumaları kızıl saç, tanga, artı, romantic comedy tarzı DVD ler… Somon, suşi, minik bir gül belki, kabak ograten, böbstrogonof, yunus balığı, cins köpek yavrusu, porselen diş, atış poligonu, at binin muhakkak, flamenk dili, havşa başlı saç vidası.
Atilla Atalay- Lmanyak