25 Mayıs 2012 Cuma

ALIŞVERİŞ VE YOKOLUŞ FİŞLERİ


...Eşofmanlı adamlar geri geri eski bir zamana koşuyor, göçmen dadılar uzaklardaki kendi bebeklerini özlüyor, rüzgar su birikintisindeki aralıksız alışveriş ve yokoluş fişlerini üflüyor, biz iki eski aşık; geçmiş masumiyetimizin üstüne ondört kat dikmiş, mutlu erişkin taklidi yapıyorduk...

MECNUN KULELERİ'NDEN

23 Mayıs 2012 Çarşamba

PENGUEN KAPAA

Müziğe ve Sokağa Özgürlük

Sokak sanatlarına özgürlük! Basın açıklaması

Müziğe ve Sokağa Özgürlük

Biz sanatını sokakta icra etmeyi seçenler, son zamanlarda iyice artan haksız uygulamalar karşısında biraraya geldik. Keyfi biçimde yerimizden ediliyor, kovalanıyoruz. Daha da kötüsü, bizim bir parçamız olan, yeri doldurulamayacak enstrumanlarımı...z, işporta malıymışçasına apar topar el konulup, kılıfına dahi konulmadan, özensizce zabıta kamyonetine atılıyor ve depolarda keyfi sürelerde tutuluyor.

Bu el koymalar başımızın üzerinde sürekli bir tehdit unsuru olarak tutuluyor. Enstrumanlarımızdan ayrılmak istemiyorsak, bu haksız kabadayıca muamelelere sessiz kalmamamız gerekiyor.

Sanat neden sokakta?

Çünkü müzik sokakta güzeldir. Gösteriler sokakta doğaldır. Dikkatleri cezbettikçe devam eder. Herkes dinleyebilir ve de izleyebilir. Barların aksine her yaş grubu izleyebilir. Konserlerin aksine her gelir seviyesi dinleyebilir. Bedavadır. Saati, günü belirsizdir, özgürdür, her an karşınıza çıkabilir. Sahibi, sponsoru yoktur. İnsanlar dinledikçe, sevildikçe devam eder.

Sokak sanatı iddia edilenin aksine dayatmacı değildir. Çevre esnafı tarafından uyarıldığımızda konuşur anlaşır, gerektiğinde rahatsızlık vermemek için yer değiştirir veya erteleriz.

Ne istiyoruz?

Sokak sanatlarına özgürlük istiyoruz! Sokak performanslarının kendi doğal akışı içerisinde serbest bırakılmasını ve zabıta güçlerinin haksız ve keyfi uygulamalarının sonlandırılmasını; ahalinin zaten farkında olduğu, sokakta icra edilen sanatın dilencilik yahut işportacılık olmadığını belediyelerin de anlayıp gereğince davranmasını istiyoruz.
Konuya duyarlı, sokakları çok renkli ve çok sesli görmeye devam etmek isteyen herkesi 25 Mayıs Cuma günü saat 16.00'da İstiklal caddesi Beyoğlu belediyesi Sanat galerisi önünde sesimizi duyurmak için yanımızda yer almaya bekliyoruz.

 

18 Mayıs 2012 Cuma

METEOROLOJİ'DEN MEDYA'YA UYARI: "..... VENEDİĞE DÖNDÜ" MANŞETLERİ HAZIR OLSUN!...

SAHTEKAR ATM'lere DİKKAT!


ATM’den para çektiğinizde paranızı saymadan cüzdanınıza koymayın. Şikayet Portalı Şikayetvar’a gelen şikayetlere göre ATM’ler eksik para veriyor ve hesabınızda eksik para görünmüyor. Hesap hareketlerine göre eksik para çektiği görünmeyen tüketiciler bankaların kapılarını çalıyor fakat ATM kasasında fazla para çıkmazsa eksik alınan paranın iadesi mümkün değil. (Habertürk)

SEFER SELVİ'DEN

17 Mayıs 2012 Perşembe

Özlü söz paylaşımcıları, böylesini görmediniz, duymadınız, paylaşmadınız. İşte o söz:

YAKARCA

Kızarmış Penguen Eti Yenmez Kundakçı Kardeş

İtfaiye'nin raporuna dayanarak verilen habere göre Penguen'i kundaklamaya kalkıştılar. Yazıp çizmekten, mizah yapmaktan başkaca kimseye bir zararları(!) olmayan, çocukluk arkadaşlarıma, meslektaşlarıma bir kez daha geçmiş olsun diyorum.
Umarım itfaiye raporu gereğince "ciddiye" alınarak araştırılır. Çünkü maalesef yakın tarihimizde, Sivas katliamı, Ferhan Şensoy'un sahnelediği "Muzır Müzikal"in kundaklanması gibi unutulmaz sabıkalar var.
Tekrar geçmiş olsun...

PENGUEN'İ YAKMAK İSTEDİLER

(Radikal)

Penguen dergisinde geçen haftalarda bir yangın meydana gelmişti. Penguen dergisi yetkilileri, itfaiye ve polis raporlarının sonucunda olayın kundaklama olduğunun ortaya çıktığını söyledi.


Birgün Gazetesi'nden Barış ince'nin haberine göre, İstanbul Beyloğlu'nda Penguen Dergisi'nin de bulunduğu dört katlı bir binada bundan iki hafta önce bir yangın çıkmıştı. Yangın sonrasında itfaiye ve polis raporları olayın kundaklama olduğunu ortaya çıkardı. Dergi yöneticileri, yangının bir kundaklama olduğunu öğrendiklerini, bunun da raporlarda ve bazı görüntülerde açıkça belirtildiğini ifade etti.

Bu haftaki sayısı dün piyasaya çıkan dergide de konuyla ilgili küçük bir not yer aldı. Notta şu ifadelere yer verildi:

"İtfaiye müdürlüğünün raporu, yargının bir kaza değil, kimliği meçhul kişi ya da kişilerce başlatıldığı yönünde. Olayın aydınlatılması ve sorumluların tespiti için savcılık da soruşturma açtı. Bizim bildiğimiz tek şey yazıp çizmek, okuyucumuzu biraz gülümsetebilmek."

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Daalın Lan!

Yorganda kene var kopar kopar gene var!

EN BÜYÜK KARA CİP TÜRKİYE TRAFİĞİNE ÇIKTI

"Cibin en büyük, cebin en küçük olacah"

Bu ünlü deyişinin sahibi Hayvanoğlu hayvanlık sektöründe lider kimbilir neyin mafyası Dangaz Ayıdolar; cip, rotvaylır, tır kamyonu ve karafatma kırması aracını basına tanıtırken "Güvenlik için şekerim, malum, bizim alemde çakal çok, o yüzden iri ve siyah cinsi böyle" dedi.

"VİP Döşenç Limuzin möble Ayı Gourup" şirketi tarafından dekore edilen araçta, plazma televizyon, jb fiski dolabı, komple deri goltuklar, küçük bir şelale ve altın dişli kaşağı bulunuyor.




Mizahçıya baskı yapamazsın, bir şekilde adamı bitirir



Galip Tekin'in korku, gerilim, bilimkurgu gibi farklı türleri barındıran fantastik öyküleri 'Acayip Hikâyeler', dergiden Star TV ekranına taşındı. Tekin ile cuma günleri yayımlanan diziyi, mizahı ve 12 Eylül   (İPEK İZCİ/Radikal)

PENGUEN KAPAA

13 Mayıs 2012 Pazar

ŞEY AĞIZLI KADIN BİR REKLAM FİLMİNDE OYNAMAK ÜZERE ÜLKEMİZDE

Yıllardır çeşitli vesilelerle mevzusu geçen şey ağızlı kadın bir reklam filminde rol almak üzere ülkemize geldi. Daha havaalanındayken vatandaşlar tarafından gösterilen ilgiye şaşırmadığını söylese yalan olacağını söyleyen şey ağızlı kadın, tabii ve tarihi güzellikler ile şişkebap, rakı, lokum, hamam filana boğulup geri yollanıcak..

Tamam yavrım istemiyosan içme süt felan.

ANLAT SEN BEBEEM ANLAT...

11 Mayıs 2012 Cuma

MAYIS BAYAN YANI BAYİİLERDE

Piyanistle dalaşmaya gelmez aga

Poşulu Fıkraa

Genç yaşta kaybettiğimiz karikatürcü arkadaşım Tamer Ocak'tan dinlediğim bir fıkra geldi aklıma.
Bir gün sultan haremde kullanılmak üzere iyi kalite "puşi" istemiş. Baş vezir derhal dört bir tarafa haber salmış. "Sarayda kullanılacakmış, iyi kalite puşt lazım" diye. Artık, başvezir mi yanlış duymuş, yoksa emir kulaktan kulağa yayılırken mi anlam değişmiş her nasılsa işte cümle coğrafyadan akın akın puşt toplanmaya başlamış.
 
Urumeli, Arabistan, Diyar-ı Hint, Diyar-ı Frenk, nerenin süzme puştu varsa toplayıp saraya doğru dörtnala gelmeye başlamışlar. O sırada olayın bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu farkeden başvezir, saraya doğru toplanıp getirilen puştları durdurmak için adamlarına "Puşt değil, puşiymiş. Derhal topladığınız o puştları salıverin diye haber uçurmuş.
 
Haberi alan adamlar dört bir taraftan topladıkları puştu o dakka oracıkta salıvermişler...

  Topluca bir çok puştun salınıverdiği o yerin Google Map'teki koordinatları konusunda çeşitli rivayetler var. Bunca puştluğun arasında bazen orası bizim buralar mıydı acaba diye korkmuyor değilim.