30 Haziran 2011 Perşembe

BİR "TEMBEL VE MACERAPEREST" DAHA CEZASINI BULUYOR AĞUSTOS BÖCEĞİNİN "ÇÖRT" DİYE EZİLMESİ GÜNDEMDE

BAG Özel haber- Birbiri ardına cezaya çarptırılan "Tembel ve maceraperestler" e hergün bir yenisi ekleniyor. Ağustos ayına otuz gün kala gözler ağustos böceğine çevrildi.
Yaz boyunca carcarcar öterek yan gelip yatmasıyla tanınan Ağustos Böceği'nin masal kahramanı felan dahi olsa gençlere kötü örnek olduğunu belirten ilgili çevreler; "Adı geçen böceğin bu ağustos ayı itibarıyla çört diye ezilmek suretiyle itlaf edilerek susturulmasıyla ilgili çalışmalarda son aşamaya gelindiğini açıkladılar.

29 Haziran 2011 Çarşamba

HARAKİRİ YAPTILAR Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından 150 bin lira para cezası kesilen ‘Harakiri’ mizah dergisi artık yayımlanmayacak

NİL KURAL (Milliyet)



Harakiri adlı aylık mizah dergisinin Mayıs’ta yayımlanan ilk sayısını ‘muzır’ bulan Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, derginin siyah poşetlere konulması, reklam yapamaması gibi yaptırımların yanı sıra 150 bin TL’lik para cezasıyla dergiyi ‘harakiri’ye zorladı. Ekip, ikinci sayının ardından dergiyi kapama kararı aldı.

Aralarında Bahadır Boysal, Emrah Ablak ve Atilla Atalay’ın da olduğu önemli yazar ve çizerleri kadrosunda bulunduran derginin kurucularından Kutlukhan Perker, kesilen para cezası hakkında şu açıklamayı yaptı:

“Bu ceza geldiğinde ilk sayı piyasadan toplandığı için dergiyi poşete sokamadılar. Ancak aynı karar içinde para cezası da var. Bu karar da ilk sayıyı bağladığından para cezası baki kalıyor. Mizah dergileri bağımsız yayınlar. Kendi yağımızda kavrulduğumuz için bu tür cezalarla elimiz kolumuz bağlanmış oluyor. Ayrıca bu ceza satmış olduğunuz dergi adeti üzerinden değil, dağıtım miktarı üzerinden kesilmiş bir ceza. Bütün mizah dergileri yüzde 50 iadeyle çalışır. Ama bize bastığımız dergi adedi üzerinden bir ceza kesildi. Sanki dağıtan dergilerin tümünü satmışız gibi. Bu dergiler çok emekle çıkıyor, insanlar çalışıyorlar. Maddi karşılığı sağlanmadığı takdirde çok zor durumda kalmış olacak dergi için çalışan insanlar.”

Yarın, ‘muzır’ bulunan üç çalışmanın çizerleriyle birlikte savcılığa giderek, para cezasını ödedikten sonra karara itiraz edeceklerini söyleyen Perker, ellerine ulaşan tebligattaki gerekçelerin tuhaflığına da dikkat çekti:

Muzır kurulundaki yetkililer, muzır bulunan öykülerin, insanları evlilik dışı ilişkiye özendirdiğine, Türk halkını maceraperestliğe ve tembelliğe yönlendirdiğine karar vermişler. Okudukça biz mi mizah dergisi yapıyoruz, onlar mı diye düşündüm? Çünkü tebligatta bizim “dergiden daha komik gerekçeler var.”


Karar karşısında üzgün ve kırgın olduklarını belirten Perker, “İdealist bir kafa yapısıyla bu işleri yapmaya çalışıyoruz. Onur duyacağımız, yurtdışında bizi temsil edecek bir dergi olsun diye başladık” dedi. Perker, bu karara rağmen Türkiye’de mizah yapmayı ürdüreceklerinin altını çizdi.

22 Haziran 2011 Çarşamba

Ve "Harakiri" Kapandı!

Bana bugün ulaşan bilgilere göre ülkemiz çizgisini yurt dışında başarıyla temsil eden başarılı çizgi roman çizeri Kutlukhan Perker yönetimindeki HARAKİRİ iflas etti!

1. sayısında gayri ahlaki şeyler (!) bulunan dergi "muzır kurulunca" poşete girmeye sevk edilmiş. Ancak bu arada ciddi ve yüklü de bir para cezası almış dergi. Bu poşete girme kararı kendilerine tebliğ edildiğinde de 2. sayı dağıtım kanalıyla ülkenin her yanına dağılmaya başlanmış. Bu şekilde poşete girememiş dergiye bir ikinci ceza kesilmiş. Dillerde dolanan rakam 100 bin TL'yi buluyor. Mahkeme masrafları, avukat ücretleri v.s. de buna ekleniyor...


Özetle Harakiri mizah dergisi 2. sayısında iflas etmiş bulunuyor.

Kutlukhan Perker ve ekibi çizgi romanımızı (!) yine yurt dışında temsil etmeye devam mı edecek yoksa inatla "sanat nedir"i mi anlatmaya çalışacak buralarda bilinmez ya geçmiş olsun... Haydi hayırlısı!

FERHAN ŞENSOY : MİZAH BEŞ SIFIR GALİP!

Birisi mizahla savaşıyor. Harakiri’nin bıçağı deler geçer çağ dışı siyah poşeti! Ve Allah interneti yarattı! Mizahla savaşın galibi ortada; mizah her zaman, beş sıfır galip!
Okuldan geldi, çantayı bir yana, okul önlüğünü öte yana fırlattı, çöktü bilgisayarın başına, erişti internet alemi huzuruna çocuk.
-Ödevin yok mu oğlum senin?
diye başına dikilen annesi.
-Coğrafya soruları var. Aydıncan Google’dan yanıtları bulacak, herkese e-mail’liyecek!
diyerek savuşturdu gözünü hiç ekrandan ayırmadan, müthiş bir hızla tuşları tıklayarak.
“Harakiri mizah dergisi 18 yaşından küçükler okuyamayacakmış!”
iletisi düştü ekranına.
“Okuma yazmamız var!”
diye yanıtladı, sonuna bir gülümseme işareti koydu. tıkladı, gönderdi.
“Siyah poşet içinde satılacakmış!.. Satın alırken kimlik gösterilecekmiş!..”
iletisi geldi karşı taraftan!..
“Bizim kapıcıya aldırırım. 18 yaşını bitirdiğinden beri 18 yıldan fazla geçmiş! Siyah poşeti çöp
için kullanırız..”
yanıtını yazıp tıkladı, gönderdi.
“Bizim evin kapıcısı yok!”
iletisi geldi karşı taraftan.
“Babana söyle, sizin eve bir kapıcı alsın! İşsizlik oranı düşer!”
yazdı, sonuna iki tane gülümseme işareti, iki ünlem ekledi, tıkladı, gönderdi.
“Sahte kimlik yapmak daha doğru”
iletisi düştü ekrana.
“Nasıl yapıcaz?”
yazdı hızla, tıkladı, gönderdi!
“Kimliğini önlü arkalı sken et, Cep telefonuna bluğtutla. Benim cebime gönder.”
“N’apcan?
yazdı, tıkladı, gönderdi.
“Sken edip print edicem, doğum tarihini değiştiricem, bir daha sken edip PVC’lettirecem”
iletisi düştü ekrana.
“Sahte olduğu belli olmaz mı?”
yazıp tıkladı, gönderdi.
“Olmaz! Gayet nemli imza atıcam!” ve peşinde üç gülümseme işareti, üç ünlemli ileti düştü
ekrana.
“Güzel fikir! Barlara, diskolara giriş de işe yarar. Bluğtutlayıp gönderiyorum. Tsk.”
yazıp tıkladı, gönderdi iletiyi bluğ çağına girmemiş çocuk.
Gazete satıcısına, kimlik sorulmasına gerek olmayan kel bir beyefendi yanaştı.
-Bir düzine Harakiri!
diye gülümseyerek para uzattı.
-12 tane mi yani?
-Evet.
-Niye 12 tane alıyorsunuz?
-Bizim sokaktaki fırlama çocuklara dağıtıcam! Bir sivil itaatsizlik olarak!
diye yanıtladı, gayet muzırca sırıtıp aldı bir düzine dergiyi, uzaklaştı muzır adam.
Bluğ çağına ermemiş, çocuğun ekranına:
“Bu haftaki HARAKİRİ”için www.hrkr.com
iletisi düştü!
Birisi heykelle savaşıyor! mizahla savaşıyor. Mizahla savaşın galibi hep mizah olmuştur!
Birisi harakiri mi yapıyor? Bana mı öyle geliyor? Japonya’da değiliz ki! Harakiri bizim
coğrafyamızda görülen bir olay değil. Çok uzak doğu bir onur.
Hitler Almanya’sında kabare tiyatroları bir bir yasaklanıyor, yasaklanmamış olanlar çok sıkı
denetleniyormuş. Bir tiyatroda oyun izlemekle görevli gestapolar, birinci perde sonunda kulise
gelmişler surat bir karış! Hiç de memnun değildirler birinci perdenin sonundan.
Almanya’yı andıran, hayali, faşişt bir ülkede geçen oyunun perde sonunda komik;
-Ve büyük şef, siyah mersedesiyle köşeyi döndü!
diyormuş. O sırada Berlin’de sadece Hitler siyah mersedesle dolaştığı için izleyici oyundaki
büyük şefin Hitler olduğunu anlayarak çılgınca alkışlamış birinci perdeyi. Gestapo oyuncuya;
-Yarın akşam “Ve büyük şef, siyah mersedesiyle köşeyi döndü!” denilmeyecek!
buyurmuş.
-Büyük şefin köşeyi siyah mersedesiyle döndüğünü söylemememi mi istiyorsunuz?”
diye sormuş oyuncu.
-Evet!”
diye bağırmış gestapo.
Devrisi akşam birinci perde sonunda şöyle demiş komik:
-Ve büyük şef köşeyi döndü. arabası siyah bir mersedes değildi elbette!
Bir önceki akşamdan çok daha müthiş, çoşkulu ve ardı arkası kesilmeyen bir alkışa boğulmuş
salon. Gestapolar sinirle tiyatroyu terk etmişler.
Öyküyü ben ustam Haldun Taner‘den dinledim. Şöyle bağlamıştı sözü usta:
-Baskı rejimleri mizahçıyı, daha ince mizah yapmaya zorluyor.
Mizahın bıçağı bileniyor.
Birisi mizahla savaşıyor. Harakiri’nin bıçağı deler ve geçer çağ dışı siyah poşeti!..
Ve Allah interneti yarattı! Mizahla savaşın galibi ortada; mizah her zaman, beş sıfır galip!
AYDINLIK

2 Haziran 2011 Perşembe

İLİŞKİ UZMANI VE YAŞAM KOÇU SARI DOBRA LANBANU OHNUR HAZİRAN YAZISI'NDAN

ÇATALCA'DA ÇATAL YAPIP ÇATAL SATAN ÇOBAN KOCAM ÇILDIRDI


Lanbanu Hanım beyiminen sorunlarım var. Adım Sabahat, kocamın adı Sefâ. İsterseniz vatandaşlık numaralarımızı da gönderirim. Artık her boka o numaraları istiyollar, belki siz de istersiniz. Ben her ihtimale karşı yazıyım:
Benimki: 176 ** ** ** *14, Sefa'nınki, 171 ** ** ** *32. İlişkinin düzelmesi için, nüfuskağıdı fotokopisi, temiz kağıdı felan ne gibi evrak gerekiyosa onları da göndermeye hazırım, bu ilişkinin kurtulması içün herşeyi yapmaya kararlıyım. Çünkü ortada iki yavru var. Adları Sibel ve Hakan, ellerinizden öperler. Onların TC kimlik numarasını da istersiniz diye şimdiden yazıyorum. Sibel: 179 ** ** ** *82 ve Hakan: 179 ** ** ** *21
Sefa, başlıktan da anladığınız üzere çobanlık yaparken hobi olarak da çatal yapıp çatal satan bir serbes meslek sahibi. Ben ise elinden terzilik gelen bir ev hanımıyım. Beyimle, görenleri kıskandıracak bir ilişkimiz varken son gelişmeler yüzünden kendisi adeta çıldırdı ve parmakla gösterilen, hatta kimileyin laserpoint ile işaret edilen o ilişki uçurumun eşiğine geldi.

KENDİSİ İLE BİR KÖPEK VASITASIYLA TANIŞTIK

Sefa ile kurt kangal kırması Haydut isimli bir çoban köpeği sayesinde tanıştık. Bu arada Haydut'un kulağına Çatalca Belediyesi'nin taktığı plakanın da numarasını yazayım: 03146**
Kocamın mesleği gereği yanından ayırmadığı bu çoban köpeği Haydut 30. 11. 1999 tarihinde bizim bahçedeki kümese dalarak dört adet tavuğu boğdu. Köpek sahibisi olaraktan tavukların parasını istemek üzere evine gittiğimizde Sefa'yla tanıştık ve aramızda hemen sıcak bir ilişki doğdu.
İlerleyen günlerde görümcem Nezahat (Vatandaşlık No: 171 ** ** **87) ağzımı aradı ve benim de Sefa'ya karşı ilgisiz olmadığımı anlayınca ailecek beni istemeye geldiler.

HAYATIMIZ ADETA BİR KLİP GİBİYDİ

Yalanım varsa şurdan çıkmak nasip olmasın hakkaten de hayatımız bir klip gibiydi. Tabi klip derken burda Şebnem Ferah, Hayko Cepkin klibi felan gibi bir klip kastetmiyorum. Eski Türk filmlerindeki dağ bayır, ağaçların arasında koşmaca ebelemece, fütursuzca otların içine atlamaca şeklinde daha pastoral sahnelerden söz ediyorum.
Sefa bir çoban olduğu için doğal olarak iş yeri kırlardaydı ben de aşkımı iş yerinde sürpriz ziyaretlerle şaşırtıyordum. Sürüyü Haydut'a emanet edip çılgınca eğleniyor zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorduk. Taa ki Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, çok sayıda basın mensubunun katıldığı bir toplantıda acaip bir animasyon eşliğinde "Çılgın Proje" yi anlatıncaya kadar. (...)

1 Haziran 2011 Çarşamba

YENİ ÇİZGROMAN KAHRAMANI MUZIRMAN: BAKIYIM LAN NE ÇIZIYON O KAĞIDA? GEL HELE GEL GAÇMA...

YAZDIĞINA ÇIZDIĞINA TİKKAT OL !

Mizah Dergisi'ne +18 Yasağı



Harakiri'ye +18 yasağı


Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nun dergilere sınırlama getiren kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre Kurul, Mayıs 2011 tarihli ve 01 sayılı "Harakiri" isimli derginin incelenmesi sonucunda; dergide yer alan bazı yazı ve karikatürize fotoğrafların 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olduğuna; bu sebeple söz konusu derginin 1117 sayılı Kanunun 3266 sayılı Kanunla değişik 4’üncü maddesindeki sınırlamalara tâbi olmasına oy çokluğu ile karar verdi. (Milliyet)

HARAKİRİ İKİ