Sıdıka Kaçınca...
- Gitti işte, sonunda gitti... Sıdıkaam, tuhaf kızım benim, bizi koyup
nerelere gittin... Hep senin yüzünden, yerli yersiz hırpalama dedim şu kızı...
Baba diil sumo güreşçisi... Kına yak, zilleri tak çıkı çıkı yap...
- Vırıldama be kadın! Sanki bütün kabahat bende... Dünya alem biliyo,
maalesef anormal bi kızımız var... Normal bi kız gibi evden bile kaçamıyo... Şu
bıraktığı mektuba bak; “Birleşmiş Milletler’e baskı yapmaya gidiyorum”.
- Fena mı. Gayet manalı bi kaçış... Artist olmak için kaçıcağına diplomat
olmak için kaçıyo...
- Aynı kızın gibi konuştun... Bi daha bu evde diplomat lafı geçmiycek
çarptım mı ottururum.
- Vur be... Vur, ne duruyosun? Çarpsana hadi, kızı da çarpa çarpa kaçırdın
zati... Manyeto kılıklı herif... Baba diil, çarpan balık... Vatos...
- Kadın, gelme üstüme vallahi doğrarım seni... İlk bıçakla çan, ikinci
bıçakla çun... Ça ça çaan.
- Umurumdaydı sanki, doğrarsan doğra... Gül gibi kızım evden kaçtı...
- Boşuna telaşlanıyosun... Daha önce de “Pentagon’a gidiyorum” diye not bırakmıştı...
Zeytinburnu’ndaki Cavidan Halası’na gitmiş, üç gün sonra döndü...
- Sen öyle zannet... O vakit, Macaristan sınırında yakalandıydı... Sen
sinirlenip kızı dövmiyesin diye, ben bir “Cavidan Hala” yalanı uydurdum... Bi
keresinde de Maastrich Zirvesi’ne gitmeye kalkıştı, taksi tutup bindiği otobüsü
Adapazarı’nda çevirttirdim... Onu da senden sakladık...
- İyi halt etmişin... Saklaya saklaya kızı bu hale sen soktun zaten...
- Benim ne kabahatim var ayol... Kızın yaradılışı bööyle... Daha ilkokul
dörtteyken öğretmenine “Sivas kongresi bitmiş midir, oraya gitmek istiyorum...
Memleketin istikbaliyle ilgili müthiş fikirlerim var” demişti... Biz de kızı
bidaha okula yollamadık, “cin tuttu” diye hocaya götürdük... Keşki okula
gitseydi, bitirip konsolos olurdu... İçinde kaldı yavrucağın, ondan böyle
tuhaf...
- Naapalım, okutamadık işte... Zengin olsaydık papatyalık filan yapardı...
Yavrucak, pencere önü çiçeği...
- Geçen gün mutfakta kızcağızı koca bir havuçla joplarken bööle demiyodun
ama... Nazi şey... Baba diil, kontrgerillanın sivil uzantısı.
- Kız ne diyosun sen sabahtan beri abuk subuk. “Baba diil, Sumo güreşçisi,
çarpan balık, vatos, manyeko, kontrplak, siğil uzaylısı” filan... Nası
lakırdılar onlar ööle?
- Aman ne biliim Sıdıkacığımın lafları... Sen hırpalayınca, ööle yüzükoyun
yatağına uzanır, ağlaya ağlaya bu lafları söylerdi... Aah benim boncuk gözlü
kızım... Keşke burda olsaydı, cim cim konuşurdu, anlar, anlamaz dinlerdik...
Kanarya sesi gibi... Hep senin yüzünden, kızı bakkala bile yollamıyodun, bak
şimdi sınırötesi operasyon gerekiyo...
- Ben bakkala gitmesin diye O’nun iyiliği için söylüyodum bikere... Kanal
Market olayı çıktı, bi telefon ediyosun eve kadar getiriyolar...
- Hadi ordan kıvırma şimdi... Demogog şey.
- Kaltak!
- Demogog!
- Büzerim senin o ağzını... Bilip bilmeden sövülmez kocaya...
- Vatos...
- Kim?
- Götoş...
- Nea? Eh ulan ben seni şimdi, çan çun...
* * *
- Ay kız, vallahi adam baba diil insanlık dramı... Şuna bak, annemi ne hale sokmuş. Kız anne... Du yu hiır mi? Benim, kızın Sıdıka.
Boncuk gözlü, tuhaf kızın... Aman, tamam küssün galiba... Öpiim barışalım... Bi
koşu Birleşmiş Milletler’e gidip gelicektim, ne biliim babamın seni alçıya
aldırtıcağını... Acıyo mu? Hep bu Sırplar yüzünden... Birleşmiş Milletler de
tuttu önce Somali’ye gidiyo... Bakalım bizimkiler naapıcak? Ona göre bi
politika belirliycem... Şimdilik BM’ye gitmeyi erteledim... Fakat görürsün bu
Sırplar Makedonları da rahat bırakmaz... Bölgenin yeni haritası bence şöyle
olucak... Bi saniye uzat, alçının üstüne çizicam...
- Kız harita filan çizme... Baban görürse yeniden kırar, ikimizi birden
bitkisel hayata sokar bi daha da çıkarmaz... Yapma evladım, uğraşma şöyle
şeylerle... Aklına geldikçe “Enuzubillahişeytaniracim” de... Spor yap, şnav
çek... Kıyma bize...
Ebekulak/İletişim Yayınları