Ne zaman yeni bir sosyal medya evrimi olsa, Atilla Atalay'ı andım. Yalnızlık aletleri değişiyor ama yalnızlık değişmiyordu. Dahası, Özdemir Asaf'ı bile haksız çıkarıyordu internet: Orada yalnızlık hem paylaşılıyor hem de yine yalnızlık olarak kalıyordu....
BU, MİZAH YAZARLARI TARAFINDAN ÜRETİLEN BİR BLOG OLUP GAZETE ALINTILARI DIŞINDA YER VERİLEN HABERLER GERÇEK DEĞİLDİR.MİZAH ANLAYIŞI AYIRT ETME YETİSİ HENÜZ GELİŞMEMİŞ OLANLAR İÇİN ÇEŞİTLİ SAKINCALAR İÇERİYOR OLABİLİR. SİTEYE KATKIDA BULUNAN KİŞİLER, SAYFANIN SAĞ ALT BÖLÜMÜNDEKİ KÜNYEDE BELİRTİLMİŞTİR. TWİTTER'DA VE İNSTAGRAMDA HİÇ BİR ŞEKİLDE ŞUBEMİZ YOKTUR
11 Şubat 2014 Salı
Tuna Kiremitçi /Aydınlık
"...Biz ergenliğe doğru seyirtirken ne cep telefonları vardı ne de sosyal medya. Ama Atilla Atalay "Yalnızlık Aletleri"ni yazmıştı. Dönemin bir numaralı arkadaş arama aygıtı telsiz hattında karşılaştığı bir kaybedenden bahsediyordu; eşsiz mizahıyla harmanladığı bir mahalli hüzünle. "Arkadaş arıyorum, arkadaş..."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)