BU, MİZAH YAZARLARI TARAFINDAN ÜRETİLEN BİR BLOG OLUP GAZETE ALINTILARI DIŞINDA YER VERİLEN HABERLER GERÇEK DEĞİLDİR.MİZAH ANLAYIŞI AYIRT ETME YETİSİ HENÜZ GELİŞMEMİŞ OLANLAR İÇİN ÇEŞİTLİ SAKINCALAR İÇERİYOR OLABİLİR. SİTEYE KATKIDA BULUNAN KİŞİLER, SAYFANIN SAĞ ALT BÖLÜMÜNDEKİ KÜNYEDE BELİRTİLMİŞTİR. TWİTTER'DA VE İNSTAGRAMDA HİÇ BİR ŞEKİLDE ŞUBEMİZ YOKTUR
28 Şubat 2011 Pazartesi
26 Şubat 2011 Cumartesi
YETENEK SİZDİNİZ KUDRET ENİŞTE. KIYMETİNİZİ BİLEMEDİK
Hanımın Seniha Yenge'yle seni vaktinde anlayamadı bu cemiyet Kudret Enişte. Kövde sana "Deli Kudret" diyolardı. Seniha Yengemgilin de "Kaslı baldırları var" diye evini taşladılardı. Gerçi ben severdim, ufak taş attım Seniha Yingeme, o da çaydanlığa isabet ettiydi zaten.
Şimdi anlıyorum sizi Kudret enişte. Benim ortanca oğlan Sabri "Yetenek sizsiniz Türkiye" müsabakasında çıkıp rep yapıcak" Yov yov" deyecek. Burdan bütün hemşehrilerime SMS atmaları için rica ediyorum.
O günler geride kaldı artıkın Kudret Enişte. Şimdik nerdesin bilmiyorum ama bulunduğun yerdekileri de örgütle SMS yağmuruna tutalım bizim Sabri'yi.
Seniha Yingeme selam ediyor ellerinizden öpüyorum. Sabri yazıp 45322 ye atıcanız. Sabrinin elinden tutalım eniştem, cocuğun rep yeneği var. Sen anlarsın halından. Farklı bir çocuk Sabri. Tikkat ediyorsundur, ne kadar az rep yiteneği olan çocuk var. Nasıl azlar. Elele verelim bu sıradanlıktan yiteneğiynen sıyrılsın. Sabri yazıp 45332 ye atalım.
24 Şubat 2011 Perşembe
23 Şubat 2011 Çarşamba
KEÇİ GRİBİ GEYİĞİNDEN KURTULAMADAN KIZAMIK ÇIKTI Bİ DE. ÖPÜŞMEYCENİZ AŞI OLCENİZ.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, şu anda Türkiye'de bir kızamık salgını olmadığını, ancak oluşmaması için gerekli tedbirleri almak zorunda olduklarını söyledi. Akdağ, “Gerekirse 1975 ile 1990 arasında doğanları aşılayabiliriz” dedi. (Hürriyet)
DOĞRANMIŞ HANIMLAR SOKAĞI: HERGÜN "KADIN CİNAYETİ" İŞLENİYOR
SON İKİ GÜNKÜ "KADIN CİNAYETLERİ"
Sokak ortasında kurşun yağmuruna tutulan kadın, olay yerinde can verdi. Üsküdar Çengelköy Gümüşsuyu Caddesi'nde bir kişi, karısını sokak ortasında kurşunlayarak öldürdü.
Güvenlik kameralarına yansıyan cinayet saat 07.40 sıralarında işlendi. Arzu Odabaşı boşanma davası devam ettiği belirtilen eşi tarafından sokak ortasında kurşun yağmuruna tutuldu. Dört çocuk annesi kadın olay yerinde ölürken saldırgan kısa sürede yakalandı. Olayla ilgili inceleme devam ediyor. (Vatan)
Öğretmen eşinin boğazını kesti!
Adana'da kadın öğretmen, ayrı yaşadığı kocası tarafından boğazı kesilerek ağır yaralandı.
Alınan bilgiye göre, sabah görev yaptığı liseye gitmek için evinden ayrılan öğretmen Özlem Y. (44) okul yakınlarında kendisini bekleyen Sedat Y. (46) ile karşılaştı.
Sedat Y'nin, ayrı yaşadığı karısından kendisine borcunu ödemesini istemesi üzerine çıkan tartışmada Sedat Y, Özlem Y'yi boğazından bıçakla yaraladı.
Bazı öğrencilerin de şahit olduğu olayda ağır yaralanan öğretmen, Başkent Üniversitesi Yüreğir Hastanesine kaldırıldı. Olaydan sonra kaçan ve kamyon şoförlüğü yaptığı belirtilen zanlı yakalandı. (Star)
22 Şubat 2011 Salı
CAMBAZA BAK, BAKMAZSAN HATRIM KALIR: AREF'İN SIRRI'NI HİÇ Bİ MEDYADAN GERİ KALMADAN BİZ DE AÇIKLIYORUZ!
Acun şöyle şaştırdı, Ali Taran bööle şişti felan başlıklarıyla cümle gasteler cambaza baktırdı. Sonra çocukcaazın sırrını açıklıyoruz diyerekten bilmemkaçbin dolarlık "söyleneni kaydeden bir kutu" nun resmini bastılar. İnternet medyası tık manyağı oldu ama "marifet kutuda" vb diye yapılan haberlerden hiç biri numarayı açıklamıyordu. Fekat İnci Sözlük'ten bi arkadaş fevkalade güzel anlatmış mevzuuyu, resme tıklayınca kuş çıkıyo oradan.
21 Şubat 2011 Pazartesi
SOSYAL MEDYA DANIŞMANI ENES BİNSATAR
- Alo Sıkılhan, dostum nasılsın, Enes Binsatar ben. Rızık için aramıştım. Bu defa modern yöntemlerle ticared öneriyorum sana Sıkılhan. Siz enternet başında oturmaktan dötü yosun tutan genc arkadaşlara oturduğunuz yerden ticared imkanı sunuyorum.
- Ben telefonumu ticarete kapattırdım Enes.
- İnternetin açık olsun yeter. Amacımız tarafını tuttuğumuz ürün, kişi ya da kuruluş hakkında forum, sözlük, feys, twitter, gazete okur yorumları vb gibi ortamlarda sinsice reklam yapmak, müşterimiz hakkında fena laf konuşan kişilere top yekün saldırmak. Mesela şu anda bana bağlı tam yediyüzatmışyedi personel, internetin çeşitli yerlerinde müşteri kisvesine bürünmüş Kireçoğlu Yoğurtları'nı övüyor, rakip firmalara ise "O marka yoğurttan, toka, inek parçası, çivi çıktı" şeklinde yakınıp bok atıyor.7/24 internet başında nebetleşe duruyoruz. Gel sana da bi nöbet yazalım, interneti gözetle, bize ters bişe olursa alarmı ver o dakka üşüşelim.
- Ben sanal kavgada hiç iyi diilim dostum. En son Vatan Gazetesi okur yorumlarında "Misafir 97655" nikli bir herifle "şofben zehirlenmesi haberi" üzerine kapıştık, adam üç yıl boyunca bayılttı beni.
- İlla internet olması şart değil. Sahada da çalışabilirsin. Mesela Numan Ferik adında büfe üzerine tükkan işleten bir müşterimiz, Kabataş Vapur İskelesi'de bir helâda, kapıya tükenmezle yazılan "Kazıkçı İpne Numan" yazısı üzerine bize başvurdu. Derhal elemanlarımız ardarda o tuvalete girip "Esas sen ve senin zihniyyetindekiler ipne", "Girsin dibi dibine", "Hasetlikle bir yere varamazsın dostum, Numan Ferik gibi bir şahsın tırnağı olamazsın bunu bildiğin için çaresizce saldırıyorsun" şeklinde bir sürü laflar hazırlayıp yazdılar. İmece usulüynen çökerttik o edepsiz yazıyı kaleme alan şahsı. Daha da eline kalem alıp Numan Ferik hakkında bir harf yazamaz, ödü patlamıştır. Ehehe... Küresel ticarette "WOMM Operasyonu" deniyor buna, kulaktan kulağa imaj oluşturma, yıkma, duruma göre fenalık etme, ip çekme... Hadi gel çılgınca rızıklanalım, ne diyosun teklifime?
- Girsin dibidibine!
- Nea?!
- Olamaz mı, olabilir.
- Etmeyecektin dostum Sıkılhan. Şimdi göreceksin muhterem ebeninkini. Şafakla birlikte beşbin kişi internetten sana saldırıcaz. Ben sana efendi gibi gel ticared edelim dedim sen kalktın sırf ticarete taş koymak için sitatükodan yana taraf tuttun. Bu arada şunu da söyliyeyim, üç sene boyunca sana musallat olan "Misafir 97655" bendim. Nıha... Nıha... Nıhahaha... Fenalık... Ticared... Ahaha... Liiinç!
- Ben telefonumu ticarete kapattırdım Enes.
- İnternetin açık olsun yeter. Amacımız tarafını tuttuğumuz ürün, kişi ya da kuruluş hakkında forum, sözlük, feys, twitter, gazete okur yorumları vb gibi ortamlarda sinsice reklam yapmak, müşterimiz hakkında fena laf konuşan kişilere top yekün saldırmak. Mesela şu anda bana bağlı tam yediyüzatmışyedi personel, internetin çeşitli yerlerinde müşteri kisvesine bürünmüş Kireçoğlu Yoğurtları'nı övüyor, rakip firmalara ise "O marka yoğurttan, toka, inek parçası, çivi çıktı" şeklinde yakınıp bok atıyor.7/24 internet başında nebetleşe duruyoruz. Gel sana da bi nöbet yazalım, interneti gözetle, bize ters bişe olursa alarmı ver o dakka üşüşelim.
- Ben sanal kavgada hiç iyi diilim dostum. En son Vatan Gazetesi okur yorumlarında "Misafir 97655" nikli bir herifle "şofben zehirlenmesi haberi" üzerine kapıştık, adam üç yıl boyunca bayılttı beni.
- İlla internet olması şart değil. Sahada da çalışabilirsin. Mesela Numan Ferik adında büfe üzerine tükkan işleten bir müşterimiz, Kabataş Vapur İskelesi'de bir helâda, kapıya tükenmezle yazılan "Kazıkçı İpne Numan" yazısı üzerine bize başvurdu. Derhal elemanlarımız ardarda o tuvalete girip "Esas sen ve senin zihniyyetindekiler ipne", "Girsin dibi dibine", "Hasetlikle bir yere varamazsın dostum, Numan Ferik gibi bir şahsın tırnağı olamazsın bunu bildiğin için çaresizce saldırıyorsun" şeklinde bir sürü laflar hazırlayıp yazdılar. İmece usulüynen çökerttik o edepsiz yazıyı kaleme alan şahsı. Daha da eline kalem alıp Numan Ferik hakkında bir harf yazamaz, ödü patlamıştır. Ehehe... Küresel ticarette "WOMM Operasyonu" deniyor buna, kulaktan kulağa imaj oluşturma, yıkma, duruma göre fenalık etme, ip çekme... Hadi gel çılgınca rızıklanalım, ne diyosun teklifime?
- Girsin dibidibine!
- Nea?!
- Olamaz mı, olabilir.
- Etmeyecektin dostum Sıkılhan. Şimdi göreceksin muhterem ebeninkini. Şafakla birlikte beşbin kişi internetten sana saldırıcaz. Ben sana efendi gibi gel ticared edelim dedim sen kalktın sırf ticarete taş koymak için sitatükodan yana taraf tuttun. Bu arada şunu da söyliyeyim, üç sene boyunca sana musallat olan "Misafir 97655" bendim. Nıha... Nıha... Nıhahaha... Fenalık... Ticared... Ahaha... Liiinç!
(Leman'dan Özetlenerek)
LAN?!
'Utanç davası'nda utandıran gerekçe
Mardin'de 13 yaşındaki N.Ç.'ye tecavüzle suçlanan aralarında asker ve devlet memurlarının da olduğu 26 sanıkla ilgili 'utanç davası' geçen Eylül'de karara bağlanmıştı. Tam 7 yılda tamamlanan davada sanıklar iyi hal indiriminden yararlandırılmış ve alt sınırdan cezalandırılmıştı. Bu şok kararın gerekçeleri de şok yarattı.
Gerekçeli kararda, sanıklar hakkında, alt sınırdan, yani verilebilecek en hafif cezanın verildiği konusunda tartışma yaratacak ifadeler kullanıldı. Mahkeme sanıklara ‘cebir, tehdit ve hileli vasıtalar’ kullanarak 15 yaşından küçük çocukla cinsel ilişki kuranlara en az 10 yıl hapis cezası verilmesine ilişkin maddeyi işletmemesini açıklarken, “N.Ç.’nin hem kendisini pazarlayan iki kadının yanına, hem de kendisiyle ilişkiye giren 26 kişinin yanına rızasıyla gittiği” yorumuna yaptı. Mahkeme ayrıca sanıkların N.Ç.’yi zorla alıkoymadığını, N.Ç’nin rızası olduğu yorumunu da yaparak sanıklar hakkında tecavüzün yanı sıra “alıkoyma” suçundan açılan davanın da zamanaşımına girmesine yol açtı. Mahkeme, N.Ç.’nin rızası olduğu yorumunu yapmasaydı sanıklara bu suçtan ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası daha verilecekti.
Kararda, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun, N.Ç. ile ilgili raporundaki “Olayın ahlaki radaetini müdrik (Ahlaki kötülüğünün farkında olduğu) olduğu” ifadelerine de yer verildi: “N.Ç.’nin mağduresi olduğu olayların ahlaki radaetinin (kötülüğünün) farkında olduğu, bu olaylara ruhsal yönden karşı koymaya muktedir olduğu halde kendi iradesiyle para kazanmak amacıyla sanıklar T. ve E. ile irtibata geçtiği veya bunlarla irtibata geçen diğer sanıklarla ilişkiye girdiği anlaşılmaktadır. Adli Tıp’ın tespitine göre, mağdurenin olay tarihindeki gerçek yaşı 15’tir. Sanıkların maddi veya manevi bir cebir kullandıklarına dair unsurun bulunmaması, mağdurenin yaşının da kanunun suç olarak kabul ettiği 15 sınırında olması nedeniyle, sanık T. ve E. dışındaki sanıklar için cezaların alt sınırdan tayin edilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır.” (Radikal)
Mardin'de 13 yaşındaki N.Ç.'ye tecavüzle suçlanan aralarında asker ve devlet memurlarının da olduğu 26 sanıkla ilgili 'utanç davası' geçen Eylül'de karara bağlanmıştı. Tam 7 yılda tamamlanan davada sanıklar iyi hal indiriminden yararlandırılmış ve alt sınırdan cezalandırılmıştı. Bu şok kararın gerekçeleri de şok yarattı.
Gerekçeli kararda, sanıklar hakkında, alt sınırdan, yani verilebilecek en hafif cezanın verildiği konusunda tartışma yaratacak ifadeler kullanıldı. Mahkeme sanıklara ‘cebir, tehdit ve hileli vasıtalar’ kullanarak 15 yaşından küçük çocukla cinsel ilişki kuranlara en az 10 yıl hapis cezası verilmesine ilişkin maddeyi işletmemesini açıklarken, “N.Ç.’nin hem kendisini pazarlayan iki kadının yanına, hem de kendisiyle ilişkiye giren 26 kişinin yanına rızasıyla gittiği” yorumuna yaptı. Mahkeme ayrıca sanıkların N.Ç.’yi zorla alıkoymadığını, N.Ç’nin rızası olduğu yorumunu da yaparak sanıklar hakkında tecavüzün yanı sıra “alıkoyma” suçundan açılan davanın da zamanaşımına girmesine yol açtı. Mahkeme, N.Ç.’nin rızası olduğu yorumunu yapmasaydı sanıklara bu suçtan ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası daha verilecekti.
Kararda, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun, N.Ç. ile ilgili raporundaki “Olayın ahlaki radaetini müdrik (Ahlaki kötülüğünün farkında olduğu) olduğu” ifadelerine de yer verildi: “N.Ç.’nin mağduresi olduğu olayların ahlaki radaetinin (kötülüğünün) farkında olduğu, bu olaylara ruhsal yönden karşı koymaya muktedir olduğu halde kendi iradesiyle para kazanmak amacıyla sanıklar T. ve E. ile irtibata geçtiği veya bunlarla irtibata geçen diğer sanıklarla ilişkiye girdiği anlaşılmaktadır. Adli Tıp’ın tespitine göre, mağdurenin olay tarihindeki gerçek yaşı 15’tir. Sanıkların maddi veya manevi bir cebir kullandıklarına dair unsurun bulunmaması, mağdurenin yaşının da kanunun suç olarak kabul ettiği 15 sınırında olması nedeniyle, sanık T. ve E. dışındaki sanıklar için cezaların alt sınırdan tayin edilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır.” (Radikal)
20 Şubat 2011 Pazar
AMBALAJINDA METİN MİLLİ SAATİMİ FATMAGÜL TERLİĞİ YA DA POLAT ALEMDAR AYAKKABISIYNAN DEĞİŞ ETMEK İSTİYORUM
Petrolcü şarkıcı Sayın Metin Milli'nin "Seviyorum işte var mı diyeceğin" adlı parçayla çıkış yaptığı zamanlarda edindiğim Metin Milli Duvar Saatimi Fatmagül Çizmesi, Polat Saati veya Hürrem yüzüğüyle değimek istiyorum...
Tel: İş saatleri içinde 98745634'den 23'ü istiyceksiniz ordan Faysal'ı çağırtıcaksınız.
19 Şubat 2011 Cumartesi
Gişe rekorları kıran Eyvah eyvah filminin Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğü’ne gönderilen DVD’den çoğaltıldığı anlaşıldı.
Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, konuya ilişkin adli soruşturma ve idari inceleme başlatıldığını belirterek, şöyle konuştu:
“Bütün filmler vizyona girmeden önce bize bir DVD kopyası gelir. Denetim komisyonuna girer, komisyon inceler, filme kayıt tescili yapılır. Bu kayıt tescil işleminden sonra kopya film, dosyasına konur. Filmin tapu kaydıdır bu. Aynı prosedür söz konusu film için de uygulanmış. Korsan CD’lerin stüdyodan mı, taşıyıcı firmadan mı yoksa İstanbul İl Telif Hakları Müdürlüğü’nden mi çıktığı henüz belli değil.
Bu konuyla ilgili bakanlık ve firma arasında görüşmeler başladı. Adli soruşturma ve İstanbul İl Denetim Komisyonu incelemesi sürüyor. Bakanlık da konuyla ilgili idari inceleme başlattı. Bir daire başkanı arkadaşımızı da, konuyu incelemek üzere İstanbul’a görevlendiriyoruz.” 2006’da da, Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün bağlı olduğu Müsteşar Yardımcılığı’nın odasının bulunduğu katta görev yapan çaycının, korsan CD sattığı ortaya çıkmıştı. (Vatan)
18 Şubat 2011 Cuma
SARI DOBRA: TÜKETİM HARİÇ HİÇ BİR KONUDA AŞIRIYA KAÇMAYIN!
BANA HABİRE SÜRPRİZ YAPAN KOCAMDAN SITKIM SIYRILDI
Ben ilişkisinde küçük, tatlı sürprizler istemeyen bir insanım Lanbanu Hanım. İsmim Büşra, kocamın adı da Büşra... Zaten adından ne cins bir insan olduğunu anlayabilirsiniz. Geçen evlilik yıldönümümüzde bana sürpriz olsun diye adını mahkeme kararıyla Büşra olarak değiştirtti dingil. Evet kendisinin böyle manyakça bir sürpriz anlayışı var...
Baştan başlıyayım... Kendisiyle ilk tanıştığımızda bir alışveriş merkezinde yürüyen merdiven tamir ediyodu bu. Beni yiyecek katında tavuk dürüm yerken görüp beğenmiş.Ertesi gün Mahidevran yengemlere kövden gelen biber salçasını götürmek üzere evden çıkmıştım, bir de ne göreyim evin önündeki merdivenler yürüyor. Önce belediye seçim yatırımı olsun diye mahalleye yürüyen merdiven taktı zannettim. Hatta içimden "Lan yürüyen merdiven nemize lazım, dötümüze mi sokucaz. Haybeye para savurmuşlar, keşke kömür ve patates dağıtsaydılar." diye geçirdim. Sonradan anladım ki merdiveni bu Haluk salağı beni tavlamak için takmış.
Tabi o zamanlar adı Haluk'tu sonradan Büşra'ya çevirdi.
Doğrusu hayatımda benim için yürüyen merdiven takan bir erkekle karşılaşmamıştım. Bu bana çok çekici geldi. Çıkma teklifini o dakka kabul ettim.
BİNYEDİYÜZ GÜVERCİNLE BANA EVLENME TEKLİF ETTİ
Çıkmaya devam ederken Haluk, o zamanlar için bana şaşırtıcı, çılgınca ve tatlı, sevimli gelen bi sürü sürpriz yaparak aklımı çeldi.
* Bi keresinde sobanın külünü mahallenin çöp variline döküyodum aniden varilden fırlayıp bana Yıldız Tilbe'den "Çabuk olalım aşkım" adlı parçayı söyledi.
* Saraçhane'deki Azdavay Büfe'nin önünde dilli kaşarlı tost yiyorken, tostun içinden Haluk'un sürpriz olarak yerleştirdiği ondört ayar bi söz yüzüğü çıktı.
* Bigün evde örümcek alıyodum telefon çaldı, bi açtım karşımda Sayın Güven Hokna. Yaprak Dökümü Dizisi'nde Ali Rıza Bey'in karısı Hayriye'yi canlandırıyodu hani. Haluk'un yürüyen merdiven tamir ettiği alışveriş merkezinde karşılaşmışlar koşup kadıncağıza "Benim bayan arkadaşım sizi televizyondan pek seviyo Güven Hanım, cebini çevireyim, siz aniden karşısına çıkıp meraba deyin, sürpriz olsun." demiş.
Söylediğim gibi, o zamanlar bu süprizler beni acaip şaşırtıp mutlu ediyor, Haluk'un bu ele avuca sığmaz delimsirek çocuksu minik oyunları rengarenk geçecek bir evliliğin adeta müjdesini veriyordu. Nitekim sözlendikten bir süre sonra bi gün balkona çamaşır asmaya çıktığımda bir sürü güvercinin şekilli olarak bi araya gelerek yandaki boş arsada "Benimle evlen Büşra" yazdığını görüp bu sürpriz karşısında Haluk'a karşı hepten gevşemem gecikmedi.
Kendisi eniştesine ait hububat toptancısından hurda olarak aldığı son kullanma tarihi geçmiş arpa şehriyeleri boş arsaya "Benimle evlen Büşra" şeklinde dökmüş, güvercinler de şehriyeleri yimek için üşüşünce kuşla kaplı evlilik teklifi ortaya çıkmış.
Uzatmıyayım, kendilerine sevgililer gününde peluş ayı ya da pörsümüş gül alabilmekten başka hiç bi inceliği olmayan kocalara sahip mahalle karılarının hayretten ve hasetten faraş gibi açılmış ağızlarının arasında Haluk'la dünya evine girdik.
GERDEĞE GİREMEDEN HAPSE GİRDİ
Ancak mutluluğumuz fazla sürmedi. Bahçelievler Burç Düğün Sarayı'nda Haluk'un kız tarafından benim ise erkek tarafından zannettiğimiz Behzat Ç. kılıklı bi takım adamlar polis çıktı. Düğünün sonunda Haluk'u alıp emniyete götürdüler. Yedikleri arpa şehriyeden ölen binyediyüz güvercin yüzünden Haluk nöbetçi mahkemeye çıkarılıp tutuklandı.
İki yıl sonra hapisten çıktığında bana haber vermeden aniden sürpriz yapıp aklımı almak istemiş. Ancak ben "mahkeme uzun sürüyo, Haluk'un ne zaman çıkacağı belli değil, boşa kira ödemeyelim" diyerekten bir hafta önce Bağcılar'da beraber tuttuğumuz evi boşaltıp eşyaları babamgile taşımıştım. Haluk salağı sen tut bana sürpriz yapıyorum diye geceyarısı bizim eski eve gir. Eve yeni taşınan Muzaffer Remzi Topuz adlı şahıs hırsız zannedip Haluk'a silah çek. Haluk boğuşurken herifin elinden tabancayı kap, tabanca kazara patla, şahıs yaralan. Tabi Haluk embesili sürpriz yapıcam derken soluğu yine hapisanede aldı.
BİTEMEDİ HAYVANIN SÜPRİZLERİ
Son olarak yeni çıkan bir yasayla tahliye edildi bu. Bana "Bi daha sana küçük, tatlı, sevimli süprizler yapmaya kalkışırsam Allah bin türlü belamı versin." diye yeminler etti. Ama nerdee... "İlişkimizi tavında tutacam, monotonluğa düşürmeycem, partnırımı sıradanlığın, yeknesaklığın pençesine düşürmeycem." diyerekten irili ufaklı süprizlerle hesapta ilişkimize renk getirmeye devam etti eşşoğleşek.
Ne kadar uğraşırsam uğraşayım engel olamadığımı anlayınca bunu olduğu gibi kabul ettim artık ben. Üstelik artık bir de çocuğumuz vardı. Anamgil "Ortada bir yavru var, perişan olmasın. Hem bak elalem, beyim bi süprüz yapsa da ilişkimize renk getirse, diyin ağlaşıyo. Sen bulmuşun, bunuyosun. Aman yuvana kocana sahap çık; naapalım bu da bööle bi adam." diyerekten beni gazlıyordu. Ben de zaman içerisinde kaderime razı oldum. "Beyimdir, deli meli ne de olsa evde bir erkek nefesi lazım. Başımda bi adam bulunsun." diye kendimi avutuyordum.
Bu sevgililer gününde bana sürpriz olsun diye yine hapse girmesin mi denyo? Tutmuş bir bez afişe "Büşra Seni çok seviyorum karıcığım" yazdırmış. Hesapta bunu bizim evin sokağına karşıdan karşıya asıcak, ben de görünce şoka uğraycam. Karşı apartmanda oturan bir adamı bıçakla yaraladığını öğrenince şokun kralına girdim tabi. Bu bez afişin bi ucunu dördüncü kattaki dişçinin balkonuna bağlamış. Sonra gidip karşıdaki apartmanın dördüncü katında bi kapıyı çalmış. Çıkan adama "Bööle bööle ben sizin balkona karımı şaşırtmak için afiş bağlamak istiyorum" demiş. Ev sahibi adam buna "Lan manyak gecenin saat onbirinde ben karımınan halvet halindeyken ne bok yemeye gelip zar zar kapımı çalıyosun." diye açmış ağzını yummuş gözünü. Olay büyümüş, kavga çıkmış, itişirlerken Haluk manyağı elin adamını dört yerinden bıçaklamış.
Sözün özü, Haluk gene hapisanede yatıyo, ama çıkınca ben needeyim de bu ilişkiyi düzelteyim?
***
Evet ilginç bir durum Büşra. Bunca yıldır ilişki sektöründeyim, küçük, tatlı süprizlerle minik, seksi iç çamaşırlarının kurtarmadığı bir ilişkiyle ilk kez karşılaşıyorum. Bunu Sinsinati'de 23üncüsü yapılacak İlişki uzmanları ve yaşam koçları kongresine taşıyacağımdan emin olabilirsin. Ama sen yine de moralini bozma. Bak Utah'da yaşayan İlişki Gurusu, Yaşam Divası, Oprah Winfrey'in sağ kolu Doktor Stella Morones bu konuda ne diyor:
"Bazı ilişkilerde hergün hindi pişer. Ancak hergün pişen hindinin sası, kekremsi tadı asla yalnızca şükran günlerinde pişen hindinin tadı gibi olmaz. Bu durumda beklenen gün Şükran Günü değil, köşedeki pitzacıda 1.25 lik indirimlerin yapıldığı ayın son perşembesinden başkaca bişey olmaz."
Tüketim hariç hiçbir konuda aşırıya kaçmayın, ışık sizinle olsun.
Ben ilişkisinde küçük, tatlı sürprizler istemeyen bir insanım Lanbanu Hanım. İsmim Büşra, kocamın adı da Büşra... Zaten adından ne cins bir insan olduğunu anlayabilirsiniz. Geçen evlilik yıldönümümüzde bana sürpriz olsun diye adını mahkeme kararıyla Büşra olarak değiştirtti dingil. Evet kendisinin böyle manyakça bir sürpriz anlayışı var...
Baştan başlıyayım... Kendisiyle ilk tanıştığımızda bir alışveriş merkezinde yürüyen merdiven tamir ediyodu bu. Beni yiyecek katında tavuk dürüm yerken görüp beğenmiş.Ertesi gün Mahidevran yengemlere kövden gelen biber salçasını götürmek üzere evden çıkmıştım, bir de ne göreyim evin önündeki merdivenler yürüyor. Önce belediye seçim yatırımı olsun diye mahalleye yürüyen merdiven taktı zannettim. Hatta içimden "Lan yürüyen merdiven nemize lazım, dötümüze mi sokucaz. Haybeye para savurmuşlar, keşke kömür ve patates dağıtsaydılar." diye geçirdim. Sonradan anladım ki merdiveni bu Haluk salağı beni tavlamak için takmış.
Tabi o zamanlar adı Haluk'tu sonradan Büşra'ya çevirdi.
Doğrusu hayatımda benim için yürüyen merdiven takan bir erkekle karşılaşmamıştım. Bu bana çok çekici geldi. Çıkma teklifini o dakka kabul ettim.
BİNYEDİYÜZ GÜVERCİNLE BANA EVLENME TEKLİF ETTİ
Çıkmaya devam ederken Haluk, o zamanlar için bana şaşırtıcı, çılgınca ve tatlı, sevimli gelen bi sürü sürpriz yaparak aklımı çeldi.
* Bi keresinde sobanın külünü mahallenin çöp variline döküyodum aniden varilden fırlayıp bana Yıldız Tilbe'den "Çabuk olalım aşkım" adlı parçayı söyledi.
* Saraçhane'deki Azdavay Büfe'nin önünde dilli kaşarlı tost yiyorken, tostun içinden Haluk'un sürpriz olarak yerleştirdiği ondört ayar bi söz yüzüğü çıktı.
* Bigün evde örümcek alıyodum telefon çaldı, bi açtım karşımda Sayın Güven Hokna. Yaprak Dökümü Dizisi'nde Ali Rıza Bey'in karısı Hayriye'yi canlandırıyodu hani. Haluk'un yürüyen merdiven tamir ettiği alışveriş merkezinde karşılaşmışlar koşup kadıncağıza "Benim bayan arkadaşım sizi televizyondan pek seviyo Güven Hanım, cebini çevireyim, siz aniden karşısına çıkıp meraba deyin, sürpriz olsun." demiş.
Söylediğim gibi, o zamanlar bu süprizler beni acaip şaşırtıp mutlu ediyor, Haluk'un bu ele avuca sığmaz delimsirek çocuksu minik oyunları rengarenk geçecek bir evliliğin adeta müjdesini veriyordu. Nitekim sözlendikten bir süre sonra bi gün balkona çamaşır asmaya çıktığımda bir sürü güvercinin şekilli olarak bi araya gelerek yandaki boş arsada "Benimle evlen Büşra" yazdığını görüp bu sürpriz karşısında Haluk'a karşı hepten gevşemem gecikmedi.
Kendisi eniştesine ait hububat toptancısından hurda olarak aldığı son kullanma tarihi geçmiş arpa şehriyeleri boş arsaya "Benimle evlen Büşra" şeklinde dökmüş, güvercinler de şehriyeleri yimek için üşüşünce kuşla kaplı evlilik teklifi ortaya çıkmış.
Uzatmıyayım, kendilerine sevgililer gününde peluş ayı ya da pörsümüş gül alabilmekten başka hiç bi inceliği olmayan kocalara sahip mahalle karılarının hayretten ve hasetten faraş gibi açılmış ağızlarının arasında Haluk'la dünya evine girdik.
GERDEĞE GİREMEDEN HAPSE GİRDİ
Ancak mutluluğumuz fazla sürmedi. Bahçelievler Burç Düğün Sarayı'nda Haluk'un kız tarafından benim ise erkek tarafından zannettiğimiz Behzat Ç. kılıklı bi takım adamlar polis çıktı. Düğünün sonunda Haluk'u alıp emniyete götürdüler. Yedikleri arpa şehriyeden ölen binyediyüz güvercin yüzünden Haluk nöbetçi mahkemeye çıkarılıp tutuklandı.
İki yıl sonra hapisten çıktığında bana haber vermeden aniden sürpriz yapıp aklımı almak istemiş. Ancak ben "mahkeme uzun sürüyo, Haluk'un ne zaman çıkacağı belli değil, boşa kira ödemeyelim" diyerekten bir hafta önce Bağcılar'da beraber tuttuğumuz evi boşaltıp eşyaları babamgile taşımıştım. Haluk salağı sen tut bana sürpriz yapıyorum diye geceyarısı bizim eski eve gir. Eve yeni taşınan Muzaffer Remzi Topuz adlı şahıs hırsız zannedip Haluk'a silah çek. Haluk boğuşurken herifin elinden tabancayı kap, tabanca kazara patla, şahıs yaralan. Tabi Haluk embesili sürpriz yapıcam derken soluğu yine hapisanede aldı.
BİTEMEDİ HAYVANIN SÜPRİZLERİ
Son olarak yeni çıkan bir yasayla tahliye edildi bu. Bana "Bi daha sana küçük, tatlı, sevimli süprizler yapmaya kalkışırsam Allah bin türlü belamı versin." diye yeminler etti. Ama nerdee... "İlişkimizi tavında tutacam, monotonluğa düşürmeycem, partnırımı sıradanlığın, yeknesaklığın pençesine düşürmeycem." diyerekten irili ufaklı süprizlerle hesapta ilişkimize renk getirmeye devam etti eşşoğleşek.
Ne kadar uğraşırsam uğraşayım engel olamadığımı anlayınca bunu olduğu gibi kabul ettim artık ben. Üstelik artık bir de çocuğumuz vardı. Anamgil "Ortada bir yavru var, perişan olmasın. Hem bak elalem, beyim bi süprüz yapsa da ilişkimize renk getirse, diyin ağlaşıyo. Sen bulmuşun, bunuyosun. Aman yuvana kocana sahap çık; naapalım bu da bööle bi adam." diyerekten beni gazlıyordu. Ben de zaman içerisinde kaderime razı oldum. "Beyimdir, deli meli ne de olsa evde bir erkek nefesi lazım. Başımda bi adam bulunsun." diye kendimi avutuyordum.
Bu sevgililer gününde bana sürpriz olsun diye yine hapse girmesin mi denyo? Tutmuş bir bez afişe "Büşra Seni çok seviyorum karıcığım" yazdırmış. Hesapta bunu bizim evin sokağına karşıdan karşıya asıcak, ben de görünce şoka uğraycam. Karşı apartmanda oturan bir adamı bıçakla yaraladığını öğrenince şokun kralına girdim tabi. Bu bez afişin bi ucunu dördüncü kattaki dişçinin balkonuna bağlamış. Sonra gidip karşıdaki apartmanın dördüncü katında bi kapıyı çalmış. Çıkan adama "Bööle bööle ben sizin balkona karımı şaşırtmak için afiş bağlamak istiyorum" demiş. Ev sahibi adam buna "Lan manyak gecenin saat onbirinde ben karımınan halvet halindeyken ne bok yemeye gelip zar zar kapımı çalıyosun." diye açmış ağzını yummuş gözünü. Olay büyümüş, kavga çıkmış, itişirlerken Haluk manyağı elin adamını dört yerinden bıçaklamış.
Sözün özü, Haluk gene hapisanede yatıyo, ama çıkınca ben needeyim de bu ilişkiyi düzelteyim?
***
Evet ilginç bir durum Büşra. Bunca yıldır ilişki sektöründeyim, küçük, tatlı süprizlerle minik, seksi iç çamaşırlarının kurtarmadığı bir ilişkiyle ilk kez karşılaşıyorum. Bunu Sinsinati'de 23üncüsü yapılacak İlişki uzmanları ve yaşam koçları kongresine taşıyacağımdan emin olabilirsin. Ama sen yine de moralini bozma. Bak Utah'da yaşayan İlişki Gurusu, Yaşam Divası, Oprah Winfrey'in sağ kolu Doktor Stella Morones bu konuda ne diyor:
"Bazı ilişkilerde hergün hindi pişer. Ancak hergün pişen hindinin sası, kekremsi tadı asla yalnızca şükran günlerinde pişen hindinin tadı gibi olmaz. Bu durumda beklenen gün Şükran Günü değil, köşedeki pitzacıda 1.25 lik indirimlerin yapıldığı ayın son perşembesinden başkaca bişey olmaz."
Tüketim hariç hiçbir konuda aşırıya kaçmayın, ışık sizinle olsun.
16 Şubat 2011 Çarşamba
Eski arabalara ek vergi geliyor!
15 yıllık araca yüksek vergiAraçların vergilendirme sistemi sil baştan yenilenecek. Yakıt tasarrufu az araçlara teşvik verilecek. Emisyonu oranı az olan araçlara Motorlu Taşıt Vergisi (MTV) indirimi yapılacak. Ancak 15 yaş üzeri araçlarda kademeli olarak MTV artırılacak. (Haberin tamamı için/VATAN)
YENİSİNİ ALACAKSIN Bİ ŞEKİLDE TÜKETECEKSİN DAYI! YOK ÖÖLE ONBEŞ YIL AYNI MALLA İDARE EDİCEM DİYE KASMAK.
15 Şubat 2011 Salı
AHANDA KOLA'NIN FORMÜLÜ. İDDAYA GÖRE İÇİNDE KOKA ÖZÜ DE VAR ALKOL DE...
Coca-Cola'nın sır gibi saklanan gizli formülünün tam olarak bulunduğu öne sürüldü!
WASHINGTON - ABD'de bir internet sitesi ticaret dünyasının en büyük sırlarından birini çözdüğünü belirterek, Coca-Cola'nın gizli formülünü tam olarak bulduğunu öne sürdü. Coca Cola şirketinin büyük bir sır olarak sakladığı gizli formül, kimyacı John Pemberton tarafından 1886'da bulunmuştu. Formülün 24 saat güvenlik görevlilerinin gözetimi altında Atlanta'da bir kasa dairesinde tutulduğu belirtiliyor. Şimdi ise Thisamericanlife.org adlı site bu formülü bulduğunu öne sürüyor. İddiaya göre 1979 tarihli bir gazete makalesinde, kolayı üretmek için geçerli içerik maddeler ve mikterları yer alıyor.
Atlanta Journal-Constitution gazetesinin, 8 Şubat 1979 sayısında tam olarak Pemberton'ın tarifi olduğu söylenen bir kitap sayfası fotoğrafı yer alıyor. Amerikalı internet sitesi ayrıca Coca Cola'nın ilk servis edildiği eczanenin sahibi Joe Jacobs tarafından benzer bir liste de yayınladı. Ancak Jacobs'ın listesinde erik ve yonca gibi ekstra katkılar da yer alıyor. Coca Cola, bir miktar esans içeriyor ve içeceğin benzersiz tadının bu esansların birlikte karıştırılması sayesinde elde edildiği belirtiliyor. Bu karışım, Coca Cola formülü (Merchandise 7X) adı verilen gizli formülü oluşturuyor. 1993'te yazar Mark Pendergrast, bir liste yayınlamış ve orijinal formülün bu olduğunu öne sürmüştü. Bu listedeki malzemeler ve miktarları çok benzer. Ama şirket Pendergrast'ın tarifinin aynı olmadığında ısrarlı.
İŞTE TARİF
12 gram sıvı koka özü
85 gram strik asit (limon asidi)
28,35 gram kafein
Şeker (işaretlerden ne miktar gerektiği anlaşılamıyor)
9,4 litre su
946,9 mililitre kireç suyu
28,35 gram vanilya
42,5 gram ya da renk vermek için daha fazla karamel
7X çeşnisi (56,6 grama 18,9 litre şurup):
226,7 gram alkol
20 damla (1,297 mililitre) portakal esansı
30 damla limon esansı
10 damla küçük hindistan cevizi esansı
5 damla kişniş
10 damla neroli
10 damla tarçın.
WASHINGTON - ABD'de bir internet sitesi ticaret dünyasının en büyük sırlarından birini çözdüğünü belirterek, Coca-Cola'nın gizli formülünü tam olarak bulduğunu öne sürdü. Coca Cola şirketinin büyük bir sır olarak sakladığı gizli formül, kimyacı John Pemberton tarafından 1886'da bulunmuştu. Formülün 24 saat güvenlik görevlilerinin gözetimi altında Atlanta'da bir kasa dairesinde tutulduğu belirtiliyor. Şimdi ise Thisamericanlife.org adlı site bu formülü bulduğunu öne sürüyor. İddiaya göre 1979 tarihli bir gazete makalesinde, kolayı üretmek için geçerli içerik maddeler ve mikterları yer alıyor.
Atlanta Journal-Constitution gazetesinin, 8 Şubat 1979 sayısında tam olarak Pemberton'ın tarifi olduğu söylenen bir kitap sayfası fotoğrafı yer alıyor. Amerikalı internet sitesi ayrıca Coca Cola'nın ilk servis edildiği eczanenin sahibi Joe Jacobs tarafından benzer bir liste de yayınladı. Ancak Jacobs'ın listesinde erik ve yonca gibi ekstra katkılar da yer alıyor. Coca Cola, bir miktar esans içeriyor ve içeceğin benzersiz tadının bu esansların birlikte karıştırılması sayesinde elde edildiği belirtiliyor. Bu karışım, Coca Cola formülü (Merchandise 7X) adı verilen gizli formülü oluşturuyor. 1993'te yazar Mark Pendergrast, bir liste yayınlamış ve orijinal formülün bu olduğunu öne sürmüştü. Bu listedeki malzemeler ve miktarları çok benzer. Ama şirket Pendergrast'ın tarifinin aynı olmadığında ısrarlı.
İŞTE TARİF
12 gram sıvı koka özü
85 gram strik asit (limon asidi)
28,35 gram kafein
Şeker (işaretlerden ne miktar gerektiği anlaşılamıyor)
9,4 litre su
946,9 mililitre kireç suyu
28,35 gram vanilya
42,5 gram ya da renk vermek için daha fazla karamel
7X çeşnisi (56,6 grama 18,9 litre şurup):
226,7 gram alkol
20 damla (1,297 mililitre) portakal esansı
30 damla limon esansı
10 damla küçük hindistan cevizi esansı
5 damla kişniş
10 damla neroli
10 damla tarçın.
14 Şubat 2011 Pazartesi
BEN SANA SEVGİLİ OLAMAZSIN DEMEDİM..
Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) her yıl Sevgililer Günü’nde hediye olarak alınan binlerce köpek ve kedinin bir süre sonra sokağa atıldığını belirterek, “Sevgililer Günü’nde günaha ortak olmayın” sloganıyla, hayvan hediye edilmemesi için kampanya başlattı.
Federasyon Başkan Yardımcısı Nesrin Çıtırık, “Sokağa atılan bu hayvanlar daha sonra işkenceye uğramış ve perişan durumda barınakların zor yaşam koşullarına terk ediliyor. Sokaklardaki sahipsiz hayvan nüfusunun ana kaynaklarından birisi de, karne, yaşgünü hediyesi gibi özel günlerde sorumsuzca alınıp bir hayvan bakmaya hazır olmayan kişilere emrivaki ile hediye edilen ve sonra terk edilen hayvanlardır” dedi. (Hürriyet)
Federasyon Başkan Yardımcısı Nesrin Çıtırık, “Sokağa atılan bu hayvanlar daha sonra işkenceye uğramış ve perişan durumda barınakların zor yaşam koşullarına terk ediliyor. Sokaklardaki sahipsiz hayvan nüfusunun ana kaynaklarından birisi de, karne, yaşgünü hediyesi gibi özel günlerde sorumsuzca alınıp bir hayvan bakmaya hazır olmayan kişilere emrivaki ile hediye edilen ve sonra terk edilen hayvanlardır” dedi. (Hürriyet)
PENGUEN'DEN TEPKİ ALAN KARİKATÜRLE İLGİLİ AÇIKLAMA
© MEDYATAVA- Penguen: "Karikatüre gelen tepkilerden dolayı üzgünüz. Saygısızlık olarak görenlerden özür dileriz."
PENGUEN'İN AÇIKLAMASI:
Önce birkaç yanlış anlamayı düzeltelim:
Tepki gören karikatür kapak karikatürü değildir. Çizer kendi köşesinde yayınlamıştır. Sadece kapağı Penguen Dergisinin ortak görüşünü yansıtır. Köşelerdeki karikatürler çizerlerin şahsi fikirleridir.
Çizimde prezarvatife benzetme yoktur, gerçekten de böyle avizeler vardır.
Mizah dergiciliğinin geleneğinde yazarlara çizerlere karışılmaz, herkes köşesinde istediğini yazıp çizmekte özgürdür.
Tek bir karikatürü severiz sevmeyiz ama genel olarak bu özgürlük alanını korumak önemli. Eleştirilere de saygı gösteriyoruz.
Karikatüre gelen tepkilerden dolayı üzgünüz. Saygısızlık olarak görenlerden özür dileriz. (Medyatava)
PENGUEN'İN AÇIKLAMASI:
Önce birkaç yanlış anlamayı düzeltelim:
Tepki gören karikatür kapak karikatürü değildir. Çizer kendi köşesinde yayınlamıştır. Sadece kapağı Penguen Dergisinin ortak görüşünü yansıtır. Köşelerdeki karikatürler çizerlerin şahsi fikirleridir.
Çizimde prezarvatife benzetme yoktur, gerçekten de böyle avizeler vardır.
Mizah dergiciliğinin geleneğinde yazarlara çizerlere karışılmaz, herkes köşesinde istediğini yazıp çizmekte özgürdür.
Tek bir karikatürü severiz sevmeyiz ama genel olarak bu özgürlük alanını korumak önemli. Eleştirilere de saygı gösteriyoruz.
Karikatüre gelen tepkilerden dolayı üzgünüz. Saygısızlık olarak görenlerden özür dileriz. (Medyatava)
12 Şubat 2011 Cumartesi
KERİZ KARGOSUNA TİKKAT!
Sevgililer Günü öncesi kendilerini PTT görevlisi tanıtarak getirdikleri sözde kargolar karşılığında vatandaşlardan gönderi ücreti alan dolandırıcılara karşı uyarı yapıldı. Bartın İl Emniyet Müdürü Burhan Gümüş, PTT kurumuyla hiçbir ilişkisi olmayan şahısların içi tahta dolu kutuyu paketleyerek vatandaşlara kargo gelmiş gibi teslim ettiklerini, karşılığında da 40-50 lira gibi ücretler aldığının belirlendiğini anlatarak dikkatli olunması konusunda uyarıda bulundu. (Habertürk)
11 Şubat 2011 Cuma
MÜBAREK SEVGİLİLER GÜNÜ NEDENİYLE DEV PELUŞ AYIYA GİRECEK ORTAKLAR ARANIYOR.
Hey slm gençler. Sevgililer gününde ortaklaşa peluş ayıya girmeye ne dersin? Toplam yedi hisse, ilk iki hisseyi berber Tayfun Abi'yle beraber ben aldık. Sen de ortak ol, sevgiliyi sevindir. Haydi, ne duruyorsun.
Adres: Fazıl Bükremer, Hoşlak iş hanı Fazıl Trafik Bürosu. Plaka devir, muayne işlemleri.
Adres: Fazıl Bükremer, Hoşlak iş hanı Fazıl Trafik Bürosu. Plaka devir, muayne işlemleri.
10 Şubat 2011 Perşembe
9 Şubat 2011 Çarşamba
8 Şubat 2011 Salı
Doğa Harikası Kazdağları'nda siyanürle altın arayan şirketlere; 'Karılarımızın bileziklerini verelim, defolsunlar'
Belediye Meclisi’nin şubat ayı oturumunda konuşan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale halkının çevre felaketiyle karşı karşıya kalmak üzere olduğunu ileri sürdü. Altın arayan şirketler için ağzından kötü söz çıkacağını belirten Başkan Gökhan, "Siyanürle altın çıkaran şirketlere karşı gerekirse kampanya başlatılmalı. Karılarımızın kollarındaki bilezikleri bunlara verelim, buradan defolup gitsinler. Bu işin şakası yok" diye konuştu.
Kazdağları’nda toplam 40 şirketin altın arama girişiminde bulunduğunu kaydeden Gökhan, şunları söyledi:
"Maalesef bu doğa tahribatı gizli gizli saman altından su yürüterek devam etmekte. İşletme ruhsatları altın ve gümüş arama şeklinde verilmiş. Klasik sağ söylem şu: Canım siz madenciliğe karşı mısınız? Memleketimizdeki madenlerin yeryüzüne çıkarılmasına karşı mısınız? Buradan çıkacak altının topunun ederi verdiği tahribatın milyonda biri bile olmaz. Ama maalesef ısrarla ve inadına bu yöreyi tahrip etmek ve Kazdağları’nı ve su kaynaklarımızı berbat etmek için bu çabalar gösterilmekte."'
Başkan Ülgür Gökhan, Çanakkale halkına seslenerek, "Bu bağlamda bütün duyarlı kesimleri çevreye duyarlı insanları bu kentin insanlarının kendi geleceklerine sahip çıkmaya çağırıyorum" dedi. (Hürriyet)
Erdoğan davaları bloglara indi
Erdoğan'ın meydanlarda söylediği "CHP, MHP terör örgütüyle ruh üçüzü oldu" sözlerini değiştirerek internetteki blogunda kullanan Barış Ünver davalık oldu.
Beyn.org” adlı kendi blog sayfasında çeşitli yazılar kaleme alan üniversite öğrencisi Barış Ünver (22) referandum sürecinde AKP ve açılımı eleştiren bir yazı kaleme aldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın meydanlarda söylediği “CHP, MHP terör örgütüyle ruh üçüzü oldu” sözlerine atıfta bulunan Ünver, Abdullah Öcalan’ın devlet ile olan temasının da değerlendirildiği yazıda Erdoğan ile aynı kelimeler kullanılarak, “Erdoğan da Öcalan ile ruh ikizi oldu” dedi.Bu yazı üzerine Erdoğan, üniversite öğrencisi hakkında suç duyurusunda bulundu. Erdoğan suç duyurusunda, “kişilik haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır, katlanılması ve tahammülü gayri kabil hakaretlerde bulunulduğunu” iddia etti. Suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Savcısı Osman Atalay, Ünver hakkında 2 yıl hapis istemiyle Sulh Ceza Mahkemesi’ne dava açtı. Ünver, soruşturmada alınan ifadesinde, yazının amacının sadece eleştiride bulunmak olduğunu, hakaret amacı taşıyan kelimeleri kullanmadığını vurguladı. Ünver, ceza alırsa, atama veya seçilmeye tabi tüm memur hizmetlerinden de yararlanamayacak.
Bu yazı üzerine Erdoğan, üniversite öğrencisi hakkında suç duyurusunda bulundu. Erdoğan suç duyurusunda, “kişilik haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır, katlanılması ve tahammülü gayri kabil hakaretlerde bulunulduğunu” iddia etti. Suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Savcısı Osman Atalay, Ünver hakkında 2 yıl hapis istemiyle Sulh Ceza Mahkemesi’ne dava açtı. Ünver, soruşturmada alınan ifadesinde, yazının amacının sadece eleştiride bulunmak olduğunu, hakaret amacı taşıyan kelimeleri kullanmadığını vurguladı. Ünver, ceza alırsa, atama veya seçilmeye tabi tüm memur hizmetlerinden de yararlanamayacak. (Milliyet)
6 Şubat 2011 Pazar
FRUKTOZLU HIRGÜRKAN
- Sıkıl, Hırgürkan ben. Koçum sana hesap kestim, ben de bi miktar bakiyen var. Borcunu kapamak için parasını verip kantinden beşer adet şunlardan alıcan: Kutitok, Pötibik, Finifer, Çotella, Pakollo, Tomba, Kumbidi
- Nor?
- Jebelbe, Çukubon.
- Nor?
- Jebelbe, Çukubon.
- Çöti?
- Dalga geçme lan yavuşak! Bu dediklerim kantinde sattığımız şekerlemeler. Son zamanlarda "Vay efendim bu şekerlemelerin alayında Fruktoz, mısır şurubu kullanıyollar, janjanlı simli paketlerle çoluk çocuğu kandırıp şişko ediyollar, kanser tehlikesinin kucağına itiyollar" diye laf çıkarıp esnafın ekmeğiyle oynayanlar var. Kantinin kirasını siz mi ödiyceeniz şerefsizler. Kantin ihalesinde peder ne kadar rüşvet daattı haberiniz mi var? Daha yeni siyah fim camlı sıfır Doblo aldık taksitlerini kim ödiycek? İpne misiniz kamıştan, efendime sööliyim pancardan yapılan şekerin peşine düşüyosunuz?
- Neydi abi isimleri bi daha saysana yazıyım şunları, arkadaşlarıma göndereyim herkes alsın, esnaf mağdur olmasın.
- Kutitok, Pötibik, Finifer, Çotella, Pakollo, Tomba, Kumbidi, Jebelbe, Çukubon...
- Çukubaş... Bi de neydi Kutitön...
- Çukubon diyorum lan. Sarı yaldızlı içinden oyuncak çıkıyo. Öbürü de Kutitok. Bak bi daha sayıyorum. Kutitok, Pötibik, Finifer, Çotella, Pakollo, Tomba, Kumbidi
- Fintiti...
- Senin astarını zkerim ibnur! Hattın öbür tarafından doğru ne maymun ediyon beni ikkidi fikkidi. Sirk dı soley mi oynuyo lan burda şerefsiz. Bak haala gülüyo. Kal lan orda geliyorum her tarafına sıkıcam, ağzını kırdığımın sıkığı...
PAKİZE BARIŞTA: Atilla Atalay hayatın şah damarını yakalamış: ‘Mecnun Kuleleri’
Edebiyatın mizah hali aynı zamanda onun bilge halidir!
Mizahın dokunduğu hayat (hayat kesiti) çırılçıplak kalır çünkü.
Mizah, okuru (dinleyeni) ters köşeye sıkıştırır!
Gerçek mizah yazarı, (diğer edebiyat türleri yazarlarından farklı olarak) bir edebiyat misyoneridir bana göre; siyasal, sosyal, hatta ideolojik bir iğnecidir o!
Atilla Atalay, yeni yayımlanan kitabı Mecnun Kuleleri’nde gerçeği çok anlama çekiyor ve kendine ait, kendi üslubunda bir gerçeklik tasavvuru içine giriyor; bunu da okuruna ‘gerçeğin gerçekte ne olduğunu’ sunarak yapıyor; okurun ezberlerini bozup, onu şaşkına çeviriyor.
Okurda son analizde tatlı bir tedirginlik oluşturuyor hayatla ilgili.
Atilla Atalay'ın gerçekliği, aslında normali sorgulayan bir gerçeklik; normal olarak sunulanın gerçekte örtülü bir gerçek olduğunun mizahla deşifre edilmesi bence; insanların (halkın) mecburen kabul ettiği, kabul etmek zorunda kaldığı normalin örtüsünün - bıyık altından gülümsetilerek- mizahla pulverize edilmesi.
Hayatın kuyruğunu mizahla yakalayan edebiyat, ilk bakışta ‘yüksek edebiyat’ karşısında hafif görünse de (genel olarak tarihi boyunca bazı kesimler tarafından ciddiye alınmayıp, ikinci sınıf olarak değerlendirilmiş olsa da) mizahi edebiyat hayatın şahdamarıdır bana göre.
Batırıverir iğnesini! Atilla Atalay’ın yaptığı gibi.. “– Sıkılhan. Ben Aşur... Aşur dayın... Alo... Benim anladığım, sen gelip bu Ömür dayını hunharca ortadan kaldırmayacan. Hâlbuki kaç defa söyledim kendisinin töre gereği menfur bir cinayete kurban gitmesi gerekiyor. Şunca yıldır çoluk çocuğu cinayete azmettiririm, senin kadar zor azmedeni görmedim. Yani hakikatten bütün telefonları dinliyolarsa, aramızdaki konuşmaları dinleyen biri bile çoktan azmedip Ömür şerefsizine gurşun yağdırmıştı...
– Dayı şu töreyi bana bir mail atar mısın, iyice bi anlamaya çalışıyım.
– Töre meyil atılır mı lan kavat?”Okurda son analizde tatlı bir tedirginlik oluşturuyor hayatla ilgili.
Atilla Atalay'ın gerçekliği, aslında normali sorgulayan bir gerçeklik; normal olarak sunulanın gerçekte örtülü bir gerçek olduğunun mizahla deşifre edilmesi bence; insanların (halkın) mecburen kabul ettiği, kabul etmek zorunda kaldığı normalin örtüsünün - bıyık altından gülümsetilerek- mizahla pulverize edilmesi.
Mecnun Kuleleri'nin birbirinden lezzetli, tam isabet, kısa ama öz 82 mizah incisi var.
Bu minik mizahi hikâyeler, belirli karakterlerle ve belirli bir saçmalıkla birbirlerine eklemleniyorlar.Kitaptaki karakterler, adı Sıkılhan olan bir kişiyle diyalog kurmaya çalışıyorlar. İşte bu diyalogların özü de içeriği de mizahi bir saçmalık içeriyor. Ya da okur, İlişki Uzmanı ve Yaşam Koçu Sarı Dobra Lanbanu Ohnur'un birbirinden hayırlı öğütleriyle buluşuyor:"Sayın Dobra, ben ise bambaşka bir dertten ilişkimi kurtarmaya çalışıyorum.Aynen siz gibi ilişki uzmanı ve sahne sanatçısı olan Sayın Hülya Avşar'ın bir tv programında yaptığı 'Erkekler ara sıra başka kadınlara gidip zevklenmeli ki o ilişki sağlam olsun. Bu şekil aldatmalara ilişkinin sigortası gözüyle bakmak lazım,' şeklindeki açıklamalarını hatırlarsınız. Ben bu ilişki taktiğini Sayın Avşar'dan duyar duymaz derhal bir kadın kiralayıp kendisine küçük seksi iç çamaşırları giydirerek saç modelini değiştirdim ve eşim Kâmuran'a minik, hoş, tatlı bir sürpriz yaptım. (...) Fakat zaman içinde kocam benim kendisine arada bir zevklensin diye bulduğum kadını aldatmaya başladı. (...) Son olarak Şengül bana telefon edip 'Taciser Abla bizim Kâmuran Laleli'de bir otelde Ludmilla adında bir kadından zevklenirken ahlak zabıtasına tutulmuş," dedi. (...) Ben de ilişki uzmanlarından öğrendiğim ilişkiyicanlı tutma yöntemlerinden birkaç tanesini sıraladımŞengül'cüm dedim, 'İlişkitazelenmek istiyo' dedim..."
Kitabın son bölümü olan Mecnun Kuleleri, saçmalığın daniskasının adeta poetikleştirilmiş bir mizahı; sahip olduğumuzu sandığımız modernite de yazarın mizahi iğnesiyle hücrelerine ayrılıyor adeta: "Zepline doldurucan bunların alayını. Ağaç kabuğuna felan yazılmış alengir bi davetiye yapıp çağırıcan: Kentin gökyüzünden, gönül gözüne... Bulut gibi kadim, rezidans gibi çağdaş. Renkli bi balon kadar bildik ve uçarı, uzay gemisi kadar bilinmezlik dolu, maceracı... Gelin yirmibirinci yüzyılın modern yerleşimi Blue Sky Towers Bokçabük Konakları'na beraberce gökyüzünden bakalım."
Atilla Atalay'ın kalemi, sokağın dilini bilgeliğin diliyle meczetmiş edebî bir üretim aracı.
Sınıf ve duygu atlamak isteyen herkese dokunuyor.
Ben bayıldım Mecnun Kuleleri'ne.
5 Şubat 2011 Cumartesi
SEVGİLİLER GÜNÜNÜ YERÇEKİMSİZ ORTAMDA GEÇİRMEK SEVGİNİZİ "ÇILKINCA" İFADE ETMEK FELAN İSTER MİSİNİZ. COŞKU.
ÇOMBAZLAR GOURUP TİCARET MÜTEAHHİDLİK İNŞAAT AŞ. VEYSEL ÇOMBAZ VE OĞULLARI İFTİHARLA SUNAR
TÜRKİYE'NİN İLK YERÇEKİMSİZ EĞLENCE TESİSLERİ
ÇOMBAZYUM
Yurtdışından ithal son teknolojilerle siz sayın halkımızın eğlence hizmetine sunulan ÇOMBAZYUM 'da ailece neşeli dakikalar geçirecek alışverişe doyacaksınız.
* Siz içerde uçuşurken çocuklarınızın güven içinde oynayabilecekleri Çombazchild
* Çıkışta acıkanlar için fastfood restaurantların sıralandığı Çombazfood
* Dünyaca ünlü markaların satıldığı alışverişte çığır açacak dükkan yerleşimleri Çombazstore
* 750 araçlık otoparkta Çombazcleaner hızlı oto yıkama servisi...
İşte Çombazyum'da dünyaevine giren çılkın gençler Sudesöz ve Müdürer Faraş çifti.
Resimdekiler soldan sağa: Dumrul Sıtmaz (gelinin dayısıgil, Tokat'tan düğüne geldi), Kunter Sivri (Damat Müdürer'in Sivastaki acemi birliğinden arkadaşı,bekar. Berşan Hotarcalı istasyon meydanında büfe üzerine dükkanı var, Münir Faraş ilçe başkanı, işadamı, damatgilin babası, Şüblâ Faraş ev hanımı, damatgilin annesi, Semiramis ve Ensar Sucu, gelin tarafı. (Foto: Çombaz visor office design)
ÇOMBAZLAR GOURUP PEK YAKINDA BAĞCILAR'DA YEPYENİ BİR ÇILKINLIK VE ALIŞVERİŞ MERKEZİYLE HİZMETİNİZDE. AMARİKA'DAN İTHAL SÜPER TEKNOLOJİ OKŞİZENSİZ ORTAM DELİCE ALIŞVERİŞ. BEKLEYİN. ÇOMBAZCİTY ÇOK YAKINDA.
Sel felaketi, oyun oldu!
Geçen yıl İstanbul'daki sel felaketinde servis aracında ölen 8 kadın işçinin hikayesi unutmayalım diye tiyatro sahnesine geliyor.
İSTA - 9.9.2009 Çarşamba… Bu tarih böylece belki çoğumuz için fazla bir şey ifade etmiyor. Ancak, “İstanbul’da büyük sel felaketi” dediğimizde hepimiz hatırlıyoruz ve o günün simge görüntüleri bir bir gözümüzün önüne geliyor: belediye otobüsü üzerinde selden korunmaya çalışanlar, boydan boya sular altında kalmış Silivri, suların alıp götürdüğü Dila bebek ve bir panelvanın içinde boğularak hayatını kaybeden sekiz kadın işçi… Şimdi o sekiz kadının hikayesi tiyatro sahnesine geliyor, unutmayalım diye…
"Tiyatro Güzel Şey" tarafından hayata geçirilen “Sel”in prömiyeri 9 Şubat Çarşamba garajistanbul’da. Mart ayının ikinci haftasına kadar da yine her çarşamba aynı yerde sahnelenecek.
Oyun dolayısıyla hatırlatmakta yarar var. Sekiz kadın işçinin hayatını kaybettiği olayla ilgili devam eden davada son bilirkişi raporu şöyleydi: “Kazanın oluşunda asli ve tek etken meydana gelen doğal afettir.” !
“Aslında o kadınlar, bizim onları sıkıştırdığımız köşede, nefes alamadıkları için boğuldu.
Birey olmalarına izin vermedik, çalışmalarını kendi bağımsızlıkları için değil eve sağladıkları katkı için destekledik.
Hayallerini gerçekleştirmeleri için kapıları açmadık.
Hayalleri olduğunu bile fark etmedik.
Biz sadece seyrettik.
Seyrettik… başımızı çevirdik.
Seyrettik… kanal değiştirdik.
Seyrettik… çünkü bunu değiştirecek vaktimiz yoktu.”
İSTA - 9.9.2009 Çarşamba… Bu tarih böylece belki çoğumuz için fazla bir şey ifade etmiyor. Ancak, “İstanbul’da büyük sel felaketi” dediğimizde hepimiz hatırlıyoruz ve o günün simge görüntüleri bir bir gözümüzün önüne geliyor: belediye otobüsü üzerinde selden korunmaya çalışanlar, boydan boya sular altında kalmış Silivri, suların alıp götürdüğü Dila bebek ve bir panelvanın içinde boğularak hayatını kaybeden sekiz kadın işçi… Şimdi o sekiz kadının hikayesi tiyatro sahnesine geliyor, unutmayalım diye…
"Tiyatro Güzel Şey" tarafından hayata geçirilen “Sel”in prömiyeri 9 Şubat Çarşamba garajistanbul’da. Mart ayının ikinci haftasına kadar da yine her çarşamba aynı yerde sahnelenecek.
Oyun dolayısıyla hatırlatmakta yarar var. Sekiz kadın işçinin hayatını kaybettiği olayla ilgili devam eden davada son bilirkişi raporu şöyleydi: “Kazanın oluşunda asli ve tek etken meydana gelen doğal afettir.” !
“Aslında o kadınlar, bizim onları sıkıştırdığımız köşede, nefes alamadıkları için boğuldu.
Birey olmalarına izin vermedik, çalışmalarını kendi bağımsızlıkları için değil eve sağladıkları katkı için destekledik.
Hayallerini gerçekleştirmeleri için kapıları açmadık.
Hayalleri olduğunu bile fark etmedik.
Biz sadece seyrettik.
Seyrettik… başımızı çevirdik.
Seyrettik… kanal değiştirdik.
Seyrettik… çünkü bunu değiştirecek vaktimiz yoktu.”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)