Yaklaşık on günde bir karayolunda seyir halinde bulunan, taksi, metrobüs, belediye otobüsü, halk otobüsü, şehirlerarası otobüs gibi araçlardan "namus- edep" gerekçesiyle karga tulumba atılan, daha da kötüsü sürücü, muavin, vatman vb tarafından hakaret ve şiddet gören yolcuların haberlerini alıyoruz.
2011 yılının ilk dokuz ayında toplam 85580 (yazıyla seksenbeşbinsekizyüzseksen) kişinin ölüm ve yaralanmalı kazaya karışmış olduğu bu topraklarda, her yıl büyük bir kasaba nüfusu kadar insanı öldüren ya da sakat bırakan sürücüler, önülerine bakacakları yerde dikiz aynasından yolcunun edep durumunu inceledikleri için olmalı, duple yollarda dehşet saçıyorlar...
Dikiz aynasından çok önünüze bakın ağalar. Taşıdığınız yolcunun namusundan önce hayatını, karşı araçlardakinin, hatta kendi hayatlarınızı koruyun. Çünkü yolcu koltuklarında "bayan" ya da erkeğin yanyana oturması farketmez ama direksiyonda illa ki bir insanın oturması gerekiyor.
... Ve İşte Yolların Namusu'nda son Bayan Yanı Olayı
'Bayan yanı' saplantısı
Mizah dergisi 'Bayan Yanı'nın neden çıktığını artık daha iyi anlıyorum...
8 Ocak 2012 tarihinde, saat 17.00'de İstanbul-Ankara seferini yapan bir otobüse bindim. 18 numaralı koltuktaki yolculuğum
Ankara AŞTİ'de, tuhaf bir şekilde son buldu.
Yanımdaki kadın yolcu indi. Ben, bir sonraki durak olan Söğütözü'nde ineceğim için yerimden kalkmadım. Ankara'dan Mersin'e devam edecek olan otobüs, yeni yolcularını almaya başlayınca elinde benimkiyle aynı koltuk numarası olan bir delikanlı geldi yanıma. 'Az sonra ineceğim. Siz cam kenarına geçin, ben de eşyamı toplayayım' diyerek kendisine yol verdim. Geçti, oturdu.
O sırada genç muavinin bize dik dik baktığını gördüm. Koşar adımlarla yanımıza geldi. Bana, en ön sıranın boş olduğunu söyledi. 'Birazdan ineceğim, gerek yok' dedim. Gazetelerim, kitaplarım, bilgisayarım, telefonum, çantam... Daracık alanda eşyamı toplamaya çalışıyordum.
İkna olmayan muavin bu sefer yanımdaki delikanlıya döndü, 'Sen öne geç!' dedi. Kendisinden üç beş yaş büyük muavinin sözlerini emir telakki eden delikanlı ayağa fırladı. 'Lütfen kalkmayın. Burada oturmanızın benim için bir mahsuru yok. Sizin için de sorun değilse... Kucağımda bu kadar eşyayla kalkmam zor olacak...' dedim. Genç çocuk tekrar yerine oturdu.
Muavin hala tepemizde dikiliyordu.
'Erkek-bayan yan yana oturtmuyoruz! Ya biriniz ya diğeriniz öne geçecek!' deyince tepemin tası attı!
'Ne demek oturtmuyoruz?'
'Yasak! Erkek-bayan yan yana oturamazsınız!'
'Öncelikle erkek-bayan değil, erkek-kadın demen gerekiyor. Bayan bir hitap şeklidir, cinsiyet değil. İkinci olarak benim nereye oturacağıma ben karar veririm. Kalkmıyorum!'
'Şirketin kuralı böyle! Yasak! Oturamazsınız!' (...)