9 Kasım 2007 Cuma

TRAFİK YİNE KİLİT!

Son zamanlarda 29 Ekim Prova Trafiği, Condi Trafiği, Fenerbahçe Konvoy Trafiği derken uzun süredir iki adım yere 4 saatte delirerek giden İstanbul ve Ankaralılar bu kez 6 uçak ve 300 kişilik bir heyyetle ülkemize gelen Suudi Kralı Abdullah'ı trafikte ağırlamaya hazırlanıyor.

Bu tür VIP ziyaretlerinde Mühim kişiye ait konvoyun nereden geçip orayı dümdüz edeceği güvenlik nedeniyle gizli tutuluyor. Bu nedenle Suud uçağı indiği dakkadan itibaren bilinmeyen herhangi bir kavşakta 3 saat mahsur kalabilirsiniz.
Blogların Amiral gemisi ; sadece fotoşoptan fareyi hollyvud artistine benzetme, "artisler 3 aylık bebekken nasıldı, bakalım bu ünlüyü yalalayabildiniz mi" gibi şeyler yapmaz, kamu görevi de yapar... Aha yaptık sizi uyardık, torpido gözünde büsküvi ve bi miktar su bulundurun, kitap taşıyın, vakit geçmek bilmeyebilir.

BU DA TRAFİKTE VİP MEVZUUNDA BİR LAKIRDI

- Alo... Trafik nasıl oldu Pertev?
- İyiden iyiye kötüledi Bedri Bey.. Konuk Devlet Bakanı’nın makam arabasına yol açamıyoruz.. Yarım saatte iki metre ilerleyebildi.. Alo!..
- Aman be.. O da niye bu saatte İstanbul trafiğine çıktı sanki.. İşi gücü bıraktık, Konuk Bakan’ın arabasını İstanbul’un elinden almaya uğraşıyoruz.. Otursaydı oturduğu yerde..
- Sinirlenmeyin Sayın Başkanım.. Adamın kızı mı ne hastalanmış “Acele ülkeme dönücem” diye tutturdu.. Hesapta havaalanına yetiştiricez.. Uçağı iki saat sora kalkıyor.. Trafiği nasıl açcaz bilmem. Tam iş çıkış saati. Her yer araba dolu..
- Cık.. Öööf.. Bana bak, trafik operasyonu yapıcaz, dinle şimdi. Boğaz Köprüsü’ nü tek yönlü yapın. Kadıköy’den bu tarafa tek araç istemiyorum.. E-5 Karayolu’nu da Edirne’ye doğru tek yönlü yapın.. III. Boğaz Köprüsü’nün şantiyesine telefon aç.. Sor bakalım köprüyü iki saatte yetiştirebilirler miymiş.. Tren ve vapur seferlerini arttırın.. Deniz otobüsü biletlerini 1000 liradan 150 liraya indirin.. Ayrıca Sayın otomobil üreticilerinden rica et, otomobil ve minibüs üretimini iki saatliğine durduruversinler.. Zararları neyse öderiz.. Gerekirse senet yapın.. Başbakan’ı kefil göster, yeter ki konuğumuzu uçağa yetiştirelim.
- Valla bi deneriz abi.. Ama işten eve dönüş saati..
- Bi gün de geç dönüversinler be.. Onlar evine dönücek diye her gün saat 5’te güzelim İstanbul trafiği birbirine giriyor zaten.. Naapalım. Konuk Bakan da evine dönmek istiyor. Ayrıca biz o adamın ülkesinden kredi alıyoruz.

* * *

- Alo.. Alo.. Olmuyor Başkan Bey.. Sizin dediklerinizi yapınca iyice düğümlendik. Konuk Bakan çok sinirli.. Yerinde duramıyo.. Kendininkileri bitirdi, makam şoförünün tırnaklarını yiyo..
- Başka çare kalmadı Pertev.. Konuk Bakan’ı kurtarmak için acilen şehrin kuzeyine doğru yeni bir yol açmamız lazım.. Dozerlerimi çağırın, yıkıciim, açıciim..
- Ay yine mi işbitiricilik edicez.. Bari batı yönünde açalım, kuzeyde halamın evi var. Çıngar çıkarır evini yıktırmaz..
- Başlatma halanın evinden şimdi.. Söz sana, sonra otel dikicez oraya..
- Halam noolucak peki?..
- Bu gece bize yatıya gelsin.. Karım pastırmalı fasulye pişirdi.. Ona kaloriferin dibinde yatak sereriz salonda yatar..

* * *

- Alo.... Alo be.. Ulan Pertev, şu halana bişey söyle.. Noolmuş evini yıktıysak.. Yüzümü cırmaladı.. Bak hâlâ şeediyo.. Dur da telefonda konuşalım.. Cık.. Hanım hanım, senin ağzını caart diye ayırırım, ağzın ahirete kadar iki karış yarık kalır.. Pertev.. Halan plazmayı bozdu.
- Bırakın şimdi halamı. Burda yol açıcaz diye ev yıkarken Konuk Bakan’ın kafasına tuğla geldi.. Dozer su borusunu patlattı.. Konuk Bakan patlak boruya bacağını soktu ama çeker çekmez fena halde ıslanacak...
- Dinle.. Hemen bi tane helikopter yolluyorum, merdiven sarkıtıp adamı ordan alıcaklar.

* * *

- A.. Alov.. Ben Pertev.. Sayın Başkanım durum çok karışık... Helikopterden sarkan ip merdivene burda araç bekleyen insanlar yapıştı.. İndiremiyoruz.. Yardımcı pilot merdivene tırmananların eline sopayla vuruyor.
- Peki, Konuk Bakan? O, ip merdivene tutunabildi mi?
- Bir adamın ayağına tutundu, binmeye çalışıyor.. Vay ayı vay.. Adam, Bakan’ın burnuna bastı.. Bakan düştü efendim..
- Pertev, helikoptere telsiz emri ver.. Konuk Bakan’a gönderdiğim bisikleti atsınlar.. Adam kendini kurtarsın..
- O bisikleti çoktan attılar efendim.. Araç bekleyenlerden beş kişi binip kaçtı..

* * *

- Cık.. Yazık valla.. Konuk Bakan’ı trafikten kurtardık ama kafayı üşüttü.. Abuk sabuk zırvalayıp durdu.. “Metro, deniz ulaşımı, raylı sistemler.. Bu kadar arabaya kaç köprü yapsanız, kaç ev yıksanız yetmez”.. Bilmem ne.. Vıdı vıdı car car.. Homurdandı da homurdandı.. Adam resmen kafayı yedi.. Acıdım..
- Bir sonraki uçağa bindi ama olsun.. Yine de yetiştirdik Sayın Bakanım..
- Bana bak Pertev.. Senin halan da kafadan kontak haa.. Gece kalkıp mutfağımızın duvarını yıkmış. Çan çan çan başımın etini yedi.. Bunlara park filan da yaptık, lale diktik, kozalak verdik. hâlâ susmuyorlar be.. Neyse efendim.. “İt ürür, kervan yürür” demişler. Gerekirse yıkım yapar “kervan”a yol açarız..


Uyuyamadığım- Düşkovalayn Kitabından