23 Ekim 2008 Perşembe

LUZUMSUZ LAKIRDILAR

İLİŞKİ UZMANI VE YAŞAM KOÇU SARI DOBRA LANBÂNU OHNUR BİZLERLE…

HANIMIM İLİŞKİ HALİNDEYKEN KULAĞIMA TOKA SOKUYOR

Sayın Ohnur, biz hanımımla haftada üç yahut bir defa cinsi münasebette bulunuyoruz.
Nazar değmesin hanımım, yıllardır sokakta bir hanımefendi, mutbakta mükemmel bir aşçı, yatakta tam bir afedersiniz kemirgendir.
Ayrıyetten denizde bir orfoz, 24 santigrat oda sıcaklığında sıvı, kaba inşaatta eşsiz bir fayans ustası, devlet dairesinde muhteşem bir evrak takipçisi olduğunu da eklemeliyim.
Çevremizde parmakla gösterilen örnek bir çiftken son zamanlarda eşim yatakta bana karşı çok tuhaf hareketlerde bulunmaya başladı. O afedersiniz panter gibi kadın gitti yerine saçma afedersiniz sapan bir insan geldi.
Af buyrun münasebetimizin hakiykaten tempolu bir aşamasına girdiğimiz esnada kendisi kulağıma saç tokası sokmak, tükenmez kalemle sırtıma miki resmi çızmak saçıma sakız yapıştırmak gibi tuhaf hareketler yapıyor.
Hanımımı yol arkadaşım Sabiha’mı bu huylarından nası vazgeçirebilirim, afedersiniz?

* Zamanla ilişkiniz biraz eprimiş, beyazlar solarken renkliler parlaklıklarını yitirmiş, cansızlaşıp kekremsi bir tat almış, kenarlarında pullanma uçlarda yer yer göze çarpan kırıklar ve yoğun bir soba üstünde unutulmuş plastik maşrapa kokusu var.Tüm bunları gidermek için:
* İlişkinizi havalandırın. Partnırınızla hiç beklemediği bir anda orman çifliği, hipodrom, şık bir sahil kasabasındaki minik hoş bir kumsalda aşk yapın.
* Madem sırtınıza resim çiziyor, o zaman bu hobisini geliştirmesine yardımcı olun. Onu Salvador Dali Sergisi’ne götürün, renkli boya kalemleri alın, şöhler hediye edin. Çizdiklerini iş saatleri içinde Lemanyak Dergisinden Bay Aslan Özdemir’e gösterin. Fikret’le renk konusunda konuşsun. Muhasebeden Ali Bey ordaysa ona da sööleyin benim telif ücretimi bir kere olsun vaktinde yatırtsın.
* Minik tatlı sürprizler, tüvit bir ceket, kaşmir atkı, angora süveter, minik tektaşlı bir yüzük alıp hanımınızı şaşırtın. Veya direk beşyüz dolar verin, ilişkinize renk gelir. İpek, Godiva çukulata, dana döş, dömisek şaraplar.

“ERGENEKONDAN GÖZALTINA ALINDIM” DEDİ MEĞER BİR ATLA YAŞIYORMUŞ.

Sevgili Lanbanu; ilişkiyi sağlıklı tutmak içün zaman zaman beyaz yalanlara başvurulabileceğini biliyorum. Açıkçası ben de partnırıma kimi zaman şöyle beyaz yalanlar söylemişimdir:
Bugün Cem Ceminay’ı gördüm cuma namazında camiönünden ayakkabısını çalmışlar. Kuyemişçinin önünde hırsızlara “şerefsiz godoşlar, izansız kitapsız hokkabazlar, o ayakkabıyı kim çaldıysa getirip bu kuruyemişçiye bıraksın” diye bağırıyodu.
Anne diye havlayan kedi gördüm bikeresinde.
Babam bana vapur aldı…
Muhakkak partnırım da ilişkimize renk katmak için bana bir çok kez yaşamsal önemi olmayan beyaz yalanlar söylemiştir. Ama geçenlerde kendisini cep telefonunda yakalayıp “Niçün bir ay üç gündür eve gelmiyosun Şahenk?” dediğimde bana öyle bir yalan atmış ki, o kadar uzağa kimse atamaz yani. Bu bana
“ Aşkım eve gelemiyorum, neden dersen, Ergenekon soruşturması çerçevesinde göz altına alındım, hakkımdaki soruşturma çok yönlü olarak sürdürülürken ben de yeni açılan Silivri Cezaevinde kalıyorum. Burası hakkaten Avrupa’nın en modern cezaevi kantininde Hayneken Bira, Land Rover Cip, her numara golf sopası bulunabiliyor, gardiyanlar bize ağabey gibi davranıyor” dedi.
Aslında partnırım akvaryumlar için üretimden lepistes balığı satan bir toptancı. “Bir lepistes esnafının Ergenekon’la ne ilgisi olabilir” diye düşünmedim değil fekat o günlerde her meslek grubundan yaş cins ve ebadtan birileri alınıyordu, o nedenle “Bir lebistes toptancısı da pekala olabilir” dedim kendikendime.
Gelgelelim Şahenk’in sırrı kısa süre sonra ortaya çıktı. Meğer kendisi iri yarı adeta at şeklinde bir kadınla Çinçinbağları Semtinde kombili bir evde oturmaya başlamış.
Adının Semiramis olduğunu sonradan öğrendiğim bu iri yarı adeta toynaklı kadın, Şahenk’in cep telefonundan “Çık aradan yoksa abimgili üzerine testere dörtlerle saldırtırım” “Bir daha Şahenk’i arama arazözle ezerim seni” “Takunya taktak orsbu kaltak” şeklinde mesajlar atmaya başladı. Ben ise o fena kadın için kontör harcamaya değmeyeceğini düşünerek kendisine “At!” şekinde kıpkısa bir mesajdan başkaca hiç bi cevap yollamadım.
Şahenk’imi bu at kılıklı karının elinden nası alabilirim. Topallayan atları vurdukları doğru mu?

* Partnırını bir ata kaptırman tabii ki çok üzücü. Günümüz ilişkileri maalesef çok tuhaf. O yüzden yanında bir ilişki uzmanı ve/veya yaşam koçu olmadan kimseye bir ilişkiye girip çıkmasını tavsiye etmem.
Yeri gelmişken, ilişki gurusu Amerikalı Koç Marta W. Hurtmingan’ın bir sözünü hatırlatmalıyım:
“Uzmansız ilişki, reçeli olmayan bir mutbağa benzer. Tad almak için fayansları yalamaktan başka çareniz yoktur.”
* Partnırın madem ki at görünümlü kadınlardan hoşlanıyor evde tırıs ve rahvan şekinde yürüyerek dolaş, ilişkinizin doruk özel anlarında anlaşılır bir şekilde kişne.
* Saçlarını değiştir. Kumrallaş ama kızıl saçların varmış izlenimi yarat. Kulağına takacağın iri bir halka burnunu küçük gösterecektir.
* Ona doğum gününde zarif bir kaşağı hediye et.
* Kilo ver 41 kiloya in sonra 57 ye çık ve İspanyolca kurslarına yazıl. Bu göğüslerini iri ve dik gösterecektir.
* Farklı tadlar, tatlı küçük kanepeler, minik gri beyin hücreleri dene. Bozkır rüzgarı gibi kok, ırmak yeşili lensler hoş olabilir. Ayak bileğine öylesine takılmış küçük taşlı zarif bir halhal basenlerini dar gösterecektir. Ceket ceplerine “Tatlı faytoncum benim” “Çapkın seyis, deli aygır” gibi küçük notlar koy. Onları buldukça sana olan sevgisi artacak ve ilişkiniz kurtulacak.
Bu aylık da bu kadar. Sözlerimi Sex and City dizisinde Sera adlı kahramanın bir repliğiyle bitiriyorum:
“Pantolonu gösteren ütüdür, kadını gösteren…”
Ekim Lemanyak'tan