21 Ekim 2011 Cuma

Haftanın Leman'ından Sıkılhan özeti...

- Alo, dostum merhaba, Enes ben, Enes Binsatar. Ticared ediyordum, aklıma sen geldin... Dur dedim bi arayayım.

- Beni mi satıcan?

- Adım Enes, Soyadım Binsatar: Ben öyle şey yapmam. Yapmam diyorsam, yapmam. Yapmam, olmaz!

- Konuya böyle girdiğine göre; rezidans, kule, tavır mevzuusu açıcan. Hiç hoşlanmıyorum o lüle lüle Kinkong kakalarından, baştan sööliyim...

- Lüle derken?

- Kinkong’u bir süre çimentoyla beslemişsin de, sonra canavar çeşitli parsellere büyük abdestini yapmış gibi...

- Ya sorma ben de hiç sevmiyorum artık rezidans, kule felan işlerini. Ablamgilin kaynıyla son yaptığımız inşaatta şantiye binasını ateşe verdiler, biz müteahhidleri de taşa tuttular. Aslında benim zerre kabahatim yok, ablamın kaynı yaptığımız evlere İngilisce isim takmaya çalışırken oyuna gelmiş. “Lucifer Houses” diye isim koymuş bilmeden. Herhal, “sun, flower, Venedic, city, mezonetta, dreamland, comfort, sıpıradona, supradin” felan gibi bi laf zanneti. Meğersem çok acaip bişeymiş. Mahalleli kışkırdı “Salyangoz mu satacanız lan burda” deyerekten taşa tuttu şantiyeyi. Halbuse, doğaynan içe, çevreyoluna sadece on takka uzakta modern yaşam şeysiydi, evler ama takılan isim yüzünden yarım bırakıp kaçtık...

- Ohahaha... Lucifer Evleri, İblis Tower, Satanic Recidance...

- Canım bilmeden oldu diyoruz, hemen maytaba alma insanı... Herneyse, bu rezidans, kule, köprülerlen beraber, İstanbul’a iki yeni şehir ormanı açılacağı haberini okumuşsundur... Orman içre, cafeler, mini çay bahçeleri, girişte otoparklar... Ticared, ihala... Hığğğ. Inzz.. Ticc... Kusura kalma bir an içün şuurumu kaybettim. Ticared... Ihnnn...

- Oh... Şu an üstümde yeşil alan var Enes...

- Yahu dalga geçme. Ben yeşili, laleyi felan seven bir insanım. Tam tersi, bu yeni ticared fikrim yeşille ormanla ilgili. Amma cafe, otopark, kozalak güvenliği, tuvaalet işletmesi vesaire gibi bildik ihaleler değil. Sincapların işletim hakkını almayı planlıyorum... Diyeceksin ki “Allahın Sincap hayvanının işletim hakkı olur mu?” El cevab: olur. İşte ticari zeka burda devreye giriyo...

- Yandı bende o devreler, hiç şaşırmam sincaba.

- İzin verir misin açıklayayım dostum. Mesela mısır bitkisinin dünya üzerindeki haklarının çoğu bir ecnebi tohum firmasına ait. Tohumu nerdeyse el mecbur, parasını verip ordan alıyorsun. İşte ben de diyorum ki, sincabın işletim haklarını alayım. Sincap gören, önce burdaki ormanlarda bana bi miktar para ödesin. Giderek dünyaya açılayım, küre üzerinde kim sincaba bakarsa bedelini ödesin, ticared olsun... Suyun, ağacın işletmesi oluyorsa sincabın da olacaktır. Vizyon sahibi kişi, bunu evvelden gören kişi değil midir? Bir kerresinde ünlü tüccarlardan ticared gurusu Ebu Hüveyye ve beraberindekiler... Alo... Ordasın değil mi dostum, sincap ve ticaredle ilgili bir kıssa anlatacağım. Gene kapadıysan, boşa nefes tüketmeyeyim. Alo?

- Sinkaf!