Hatay’da “Senin evinin bahçesinde cinlerin koruduğu 12 küp altın var. Onları çıkarıp temizlememiz için Suriye’den özel bir madde getiriyoruz. Gramı 3 bin 500 dolar” diye kafalanan, bu maddeden (ki sonra naftalin olduğu anlaşılmış o maddenin) 1 kilo kadar alan, “Cinleri kovmamız için nefesi güçlü hoca getirmemiz lazım. En az 200 bin dolar alır ama kesin kovar” denince o parayı da veren iş adamı var bu memlekette...
Suriye’den gelen hoca üst katta cinlerle kavga ettikten sonra aşağı kata gelip ölmüş bu arada.
Ölen hocayı 2 ay sonra Porsche Panamera’yla sokakta görünce bizim işadamı, olay patlamış.
Yani 200 bin dolara cinlerle kavga edip onları kovan ve ardından ölen, sonra dirilip kendine Panamera alan hoca var bu memlekette...
“Ben Türkiye’ye gelmeyi çok istiyorum. Ama yol param yok. Bana bilet parası gönder, geleyim, birlikte gezelim” isteğine inanarak muhabbeti kurduğunu sandığı Bulgar kızına daha sonra “Tam gelecektim annem hastalandı. Özel hastaneye yatırdım. 5 bin dolar yollar mısın” diye ayrıca para yollayan, bununla yetinmeyip daha yüklü bir parayı bankadan yatırmak isterken kendisini uyaran ve dolandırıldığını söyleyen bankacıya, sivil polise ve hatta savcıya inanmayıp parayı yollayan adam var bu memlekette...
Menekşe’den kiraladığı sandalla Marmara’ya açılıp, dalgaların sallamasına rağmen elindeki lazeri Atatürk Havalimanı’na inişe geçen ve saatte 250 km hızla ilerleyen uçağın kokpit penceresine denk getirip pilotun gözünü bozan adam var bu memlekette...
Rize’de balıklar yumurtlasın, dalış eğitimi yapılabilsin diye eski bir donanma gemisini batırmak üzere satın alıp batırılacak mevkiyi belirleyen, sonra burada tören hazırlıkları yapan, ardından fırtınalı denize rağmen motorsuz gemiyi çekerek tören alanına getirmeye çalışırken asıl batması gereken yerden 3 km uzakta “yanlışlıkla” batırmayı başaran, ardından “Doğal batma oldu” diye açıklama yapan “yetkili” adamlar var bu memlekette...
“Şu duvarı yıkayım. Evin salonunu büyüteyim daha ferah olsun” diye düşünüp balyozla bu işi yapmaya üşenen, “Dinamitle bir seferde patlatırım. Uğraşmaya gerek kalmaz” diye bütün mahalleyi havaya uçuran adam var bu memlekette...
“Reyhanlı saldırısıyla bağlantınız olduğunu tespit ettik. Ama sizi bu soruşturmadan kurtarabiliriz. Bankadaki bütün paranızı çekip tarif edeceğimiz parka götürün, arka taraftaki bankın altına bırakın” yalanına ve buna benzer akla hayale gelmeyecek telefon görüşmelerindeki yalanlara inanan dekan, hakim, doktor, profesör, il başkanı, belediye başkanı var bu memlekette...
Ve sen hâlâ soruyorsun “3 yılda 666 kadın nasıl öldü, seçimlerde nasıl böyle oy çıkıyor, madem ekonomi iyi niye bu kadar borcumuz var, 53 kişi ölmüş niye hiç tepki yok?” diye...