* * *
* * *
“Kına”mak için sormuyorum; gerçekten merak ediyorum: Hayatında köy görmemiş bazı genç kızlardaki bu “kına merakı” nedendir? Hepimize düğünlerde fraklarla halay çektiren “köy nostaljisi”nin kökeninde ne var? “Mrs.” yazılı marka tişört üstüne al kadifeden bindallı giymek ne anlama geliyor? Son dönem siyasetinde moda olmuş bir kavramla sorayım: “Takiye mi bu?” Tam “kentli/modern/seçkin”i oynarken üflenen bir zurnayla kültürel belleğimizde yer etmiş köylü ruhumuz mu diriliyor? Yoksa, biraz da bilmeden “masumiyet” atfettiğimiz ve şimdi çok uzağına düştüğümüz, ninelerimizin hayatının parodilerini canlandırmak, halen yaşadığımız hengâmeden duyduğumuz vicdan azabını dindirmeye mi hizmet ediyor? “Âleme şan olsun, amma da eğleniyoruz” motifli bir partinin ortasında bize gözyaşı döktüren ağıtta, elimize yakılan kınada, başımıza takılan bindallıda maziyle bağ kurmamızı sağlayan ve bu yolla içi boşalan hayatlarımıza manevi dayanak yaratan bir şeyler mi var? Geleneğin acısını çekmeden, yani çocuk yaşta gurbete gelin yollanıp 60’ında bir adamın yatağına itilmeden geleneğin âdetlerini yaşatmak, kolayından maneviyat mı tazeliyor?Kentle taşra, imparatorlukla cumhuriyet, gelenekselle modern, ayrılan kıtalar gibi birbirinden koparken bu tür “suni köprüler” düştüğümüz boşluk duygusunu mu hafifletiyor?İçimizdeki aidiyet krizini mi çözüyor? Özetle, Cahide’deki kına gecesi, “Kenti taşradan, moderni gelenekselden öyle kolay kopartamazsınız. Kültürel bellek devamlılık arz eder ve bir çırpıda silinemez. Bunlar, içi boşala boşala, değişe değişe, iç içe yaşar giderler uzunca bir süre” mi demek istiyor?CAN DÜNDAR (MİLLİYET))