19 Ekim 2008 Pazar

SIKILHAN: MÜBAREK ESNAF EBU HÜVEYYE SİLİVRİ'DE

- Merhaba Sıkıhan, dostum nasılsın, Enes ben, Enes Binsatar. Bir gün ünlü tacirlerden Ebu Hüveyye ve beraberindekiler…
- Ohaaa… Hartdadanak geyiğin boynuzundan tuttu adam yaa… Bi dur…
- Vakit nakidtir Sıkılhan, hemen ticared etmeliyiz. İstanbul’un yükselen yıldızı Silivri’de tam onbirbin kişilik dev bir tesis, esnafın yüzünü güldürmek üzere faaliyette. Hükümlü, gardiyan, hükümlünün ziyaretçisi, yancısı, var ise tetikçisi, hukukçusu… Yani yirmibin yeni tüketici hoppadanak kamyonlan bu şirin beldeye taşındı… Esnaf zevk çığlıkları atıyor.
- Kuş satalım… Saka, florya, iskete… Belki mahkumlardan biri “Alkadraz Kuşçusu” duyarlılığına sahiptir.
- Bırak şimdi Alkasetzer Kuşçusu’nu, büyük düşün.
- Hormonlu kuş, iri, kuzu kadar bööle.
- Yahu bırak goygoyu… Yeşil sermayenin Güler Sabancısı Behiye Büşra Uhrek Hanım “yirmi karavan kamyondan müteşekkil bir ticared kervanı kuralım” diyor. Cezaevi önünde iğneden ipliğe herşeyi satarız. KONFEKSİYON VE KIRTASİYE MALZEMELERİ, ELDİVENDEN MERDİVENE HER TÜRLÜ İHTİYAAAÇ KERVANCILAR GOURUP YÜRÜYEN MAĞAZALAR ZİNCİRİAAA…
- Yavaş lan ne baarıyosun, ayıcı!
- Dikkatini çekmek içün. Hani televizyon cihazında oluyo ya. Usul usul bir belgesel seyrederken, yahut haberleri dinlerken, aniden reklama nazarı dikkatini celbetmek içün harrr diye abanıyollar volüme, beynin yerinden oynuyo, o şekil. Bu bir pazarlama tekniği. Tüketiciyi bıraksan seyrettiği belgeselde Galapagos Papağanı’na dalar uyuklar, üç kuruş dahi tüketim etmez, esnafın yüzü asılır.
- Esnafın yüzüyle kendi kulak zarım arasında bi tercih yapmam gerekirse, aniden sesi açan o esnafın aniden suratına zçarım ben!
- Öyle diyorsun da bir kerrersinde Ebu Hüveyye ve beraberindekiler Ihbıkâbad Şehri’nden elli develik bir ticared kervanıyla hareket ediyollar. Yolda ihtiyac içün mola verdiklerinde Ebu Hüveyye yımırtlamakta olan bir tavuğa uzun uzun bakıyor. Bunun üzerine beraberindekiler “Yaa Ebu Hüveyye, niyçün gıdaklayan bir tavuğa bakakaldın, kafaya güneş mi geçti?” diyollar. O muhterem ticared erbabı dönüyor ve diyor ki: “Tavuk kuşu dahi yımırta ürününe dikkat çekmek içün, gıdaklıyor, havlıyor, bas bas bağırıyor. Kuşkusuz esnaf da malı içün dötünü yırtarcasına bağırıp volüme abanmalıdır”. Ne kadar mühim bir ticared dersi görüyor musun? Hal böyleyken ben diyorum ki geliniz yirmi karavan kamyondan müteşekkil bir ticared konvoyu ile gidelim Silivriye: KONFEKSİYON VE KIRTASİYE MALZEMELERİ, ELDİVENDEN MERDİVENE HER TÜRLÜ İHTİYAAAÇ KERVANCILAR GOURUP YÜRÜYEN MAĞAZALAR ZİNCİRİAAA… Alo… Alo? Kapadın mı yaa Sıkılhan? Alo… KAPADIN MIII? ALO?

Bu hafta çıkacak LemaN Dergisi Sıkılhan Köşesi'nden özetle