8 Ocak 2009 Perşembe

Şişme kadınlara tecavüz edip kaçtı

Avustralya’da bir adam erotik ürünler satan üç mağazaya zorla girdikten sonra şişme kadınlara tecavüz edip kaçtı.
Kullanılmış şişme kadınlar daha sonra bir arka sokakta bulundu. Queensland Eyaleti’nin Cairns Kenti’ndeki erotik mağazalardan birinin sahibi, "Hayatımda bu kadar tuhaf bir şey görmedim. Böyle insanların sokakta olması endişe verici" dedi. Cairns Post adlı yerel gazeteye "Vogue" adıyla açıklamada bulunan dükkan sahibi, "Plastik kadınları arka tarafa götürüp şişirmiş. İşini bitirdikten sonra da sokağa atmış" diye konuştu. Polis olay yerinin fotoğraflarını çekti, parmak izleri ve DNA örnekleri aldı.




Şişme Kadın Genelevi


- Cemal Abi Havalı Deniz’i soruyolar, ne diyim?
- Tamirda... Hava gaçırıyördü lasdikçiye gönderttim... Ööleden sonra beşte gelir...
- Zehra inik mi?
- Biraz basıncı düşük... Ula needecek Zehra’yi Deniz’i... Bunların hepsi plasdik, aynı galıptan çıkma... İsimlerini ben uydurdum, gelsin işte verelim bi tane...
- Olur mu abi... Havalı Deniz’in ham maddesi farklıymış...
- Başlatmasınlar şimdi hamından maddesinden... Yirmi sekiz atmosfer havayı basdın mı, hepsi olsun sana Havalı Deniz... Sen bırak o gapıdaki geyiği, niyeti yok, öölesine bakınıyo kavat... İçeri gel, sipariş aldım... Telefon geldi... Gülbeyaz’ı bi kesekâğıdına go... Darlabaşı Başag apartmanı beş nümeronun balkonundan sepet sargıtacaklar... Sepetin dibinden parayi al, at içine Gülbeyaz’ı...
- Hediye ambalajı yapiim mi?
- İyi sööledin bag, unutuyodum... Göbeğine tükenmez galemilen “İyi ki doğdun Basri” yazılacak... Yazarkene galemin ucunu basdırıp patlatma garıyı... Sonra hemen tükkana dön, garıları söndür, kepengleri gapat...
- Usta yaa her akşam bunları söndürüp sabahleyin tek tek şişirmekten tıknefes oldum... Şişik kalsa olmuyo mu?
- Olur mu oglum... Tükkanın bereketi gaçar...


* * *


- Yaşar... Gel hele buraya...
- Buyur Cemal usta...
- Zehra nerde Zehra?...
- Hankı?
- Cünyor Zehra... İfak olanı... Havalı Deniz’in yanındaki rafda duruyodu hani...
- Haa o Zehra... N’oolmuş ona?
- Ayak yapma patladırım gafanı, vurdum mu bi de yer çarpar, ağzın yüzün şişme garılar kibin şişer... Zehra nerde?
- Naapıcan be aabi? Zaten bi tarafı sönüyodu... Belalıları gelip bıçakladı..
- Şişme fahişenin belalısı olur mu len?
- Köyden gelmişler kardeşleri miymiş neymiş? Mongolfiyer Kardeşler... Biliyosun şişen balonu onlar icad etti... Ya da uçan balon ööle bişi yani... Zeplin filan... Zehra’yı da onlar icad edip şişirmiş... Öhö...
- Yalan deme... Doğru gonuş...
- Seviyorum abi... O’nu eve götürdüm... Evinin plastik kadını oldu... İzin ver, Zehra’yı kurtariim bu hayattan...
- Tükkanın sermayesine yan gözle bakılır mı it?
- Ver elini öpiim abi... Sevenlerin arasına girme... Zehra artık evinin plastik kadını...
- Zehra’yı da seni de söndürücem...
- Yapma abi, çalışır öderim... Söndürme bizi... Zehra zor şişiyo zaten...
- O bir laylon...
- Naylon...
- Her neyse, bir laylon parçası içün sana ekmek veren ustana ihanet mi ettin... Al öyleyse... Aall...
- Vurma abi... Elini kana bulama... Hapisanede “plastik kadından içeri düşmüş” biri olarak hiç havan olmaz... Hem ne güzel vergi rekortmeni olucaktın, kıyma kendine... Ver elini öpelim affet bizi... Zehra’yı şişirip örttüm, artık o senin bildiğin Zehra değil, yuvasında, koridorun kenarında duruyo, annem üstüne dantel ördü... Gece TV seyrederken, içinde ampul yakıyoruz, çok güzel oluyo... Seviyorum... Onun için dağları delerim, un ederim, rica ederim, vurma Cemal Abi. Gönül fermantasyon dinlemiyor ama. Gönül bu, aka da konar, moka da... Hatta plastiğe bile konuşlanır, yuva yapar...

Atilla Atalay'ın "Uyuyamadığım" adlı kitabından