Az gaz kesin muhterem. "Muhafaza" ettiğiniz birşeyler, hakkaten olsun bari.
Liberal ekonomi güzel de, o demek değil o.
Bak şimdi, öbür türlüsü daha iyi, daha çok para getirir. Para... Dolar...
Neden diyeceksin, bak izah edeyim.
Giderek golobollaşan yeni dünyağ düzanında, her kent birbirine benziyor zaten. Şimdi bırak senin prodaktının (İstanbul'u bir ürün olarak düşünüyoruz burda, para, cash, dolar, anladın) bir kaç özelliği kalsın. Pazada fark yaratır, babacım, ürün farklılığı.
Malezya'ya da gitsen heryer AVM (alış veriş merkezi- 19.90 Evleri) heryer gökdelen, Rio de Jenaryoya da gitsen ööle. Dakka'ya, Bahreyn'e de gitsen aynı.
Arab kişinin çölü var, başka bişisi yok, o abarttı gökdeleni felan, Ecyad Kalesi'ni konsorsiyuma yıktırtıp "Kabe Manzaralı" beş yıldızlı otele kadar vardırdı işi. Koydu dolarını cebine. Sen uyma bak ona şimdi.
İstanbul'un bir farklılığı olsun. Haydarpaşa Garı'na Taşkışla'ya, Emek Sinemasına dokanma. Hızını alamayıp Topkapı Sarayı'na dalarsın, doların yüzü tatlıdır, globoldur. Şeytana uyar, Galata Kulesi'ne, Kız Kulesi'ne fena gözle bakmaya başlarsın.
Yürüyen merdivene, Toki'ye, ye Köprü Bacağına bulama her yeri. İstanbul'u İstanbul yapan özelliklerini muhafaza et. Muhafaza... Edicen... Muhafaza edicen...
Bak ilerde daha çok para getiricek sana bu... Tamam gene ek laleni felan sen. Bak o da güzel. Bir çok lale. Aferim. Yalnız, naapıcan İstanbul'u bir kent olarak... Bırak cebime lale soğanı koyma. Tamam güzel dedik... Abicim bak muhafazakarım diyosun, coşma, neyi muhofoz... Etme ağzıma lale soğonıu sokarak biyere varh...