4 Ocak 2009 Pazar

Dün bir anne oğlu gasilhanede yıkanırken ‘Sıcak su dökün. Üşümesin’ demiştir.

MÜBAREK ÖZELLEŞTİRME

Baştan şunu söyleyeyim: 2. Bahçelievler Katliamı’nda, mütedeyyin doğalgaz marifetiyle öldürülen yedi gencin aileleri bir dava açacaklar diye düşünmek istiyorum. Cumaya yetişme telaşıyla özelleştirme endişesi arasında, yedi çocuğun ölümünü o kadar da ehemmiyetli bulmayan Başkent Doğalgaz Anonim Şirketi Genel Müdürü Veysel Karani Demir’le ilgili bir manevi tazminat davası açacaklar diye umut ediyorum.
Konuyu Avukat Fikret İlkiz’e sordum. Demir’in ‘Çocuklar çıplaktı. Dur bakiim... Yok yahu, değil miydi yoksa’ tipi açıklamalarıyla ilgili çocukların kişilik haklarının ihlali sebebiyle manevi tazminat davası açılmasını öneriyor. Davada talep edilecek şeyin para değil, bu suçun işlendiğinin gazetelerde ilanen yayını olması gerektiği kanaatinde. Ayrıca Demir’in basın toplantısında gazetecilere söylediği “Çok soru almayalım, malum bugün Cuma” sözleri de, görevi ihmalden dava konusu edilebilir.
Zira, devlet işleriyle ahiret işlerini birbirine fena halde karıştırmış olan Demir’in kamuoyunu bilgilendirme görevi olmasına rağmen, kendisinin bu görevi Cuma’ya ‘kaçarak’ yerine getirmediği iddia edilebilir.
Özelleştirme ve dinimiz
Badem Bıyıklılar İşbirliği Ağı’nın müstesna bir köşe başını tutmasının yanısıra, Veysel Karani Demir’in önceki günkü basın toplantısında söyledikleri hakikaten altın değerinde sözlerdi. Türkiye’yi nasıl bir zihniyetin yönettiğine dair bir numune kıymetinde olan basın toplantısında ortaya çıkan manzara şuydu:
Bu arkadaşlar bir Allah’a, bir de serbest piyasaya inanıyorlar! Ortaya çıktı ki ‘altta kalanın canı çıksın’ sistemi olan serbest piyasa ekonomisinin kutsallarından biri olan özelleştirmeyi mihraplarına koymuşlar. Yoksa Demir niye ‘Dur bakiim, bu çocukların ölmesi şirketin fiyatını düşürmesin sakın!’ desin?Bu dünyada kim ölmüş kim kalmış, hangi kusur bunların sorumluluğundaymış, umurlarında değil. Yoksa Demir, niye ‘Cuma’ya yetişme’ pişkinliğini basın toplantısının ortasında sergilesin?
Tamamen cemaat ilişkileri sebebiyle işten güçten anlamayan adamların, insan hayatını riske atacak noktalarda görevlendirildiği bir Türkiye’de yaşam hakkımızı nerede arayacağız? Aynı mantıkla ele geçirmek için yeni yasal düzenlemeler yaptıkları yargıda mı?Bunlar işin bir tarafı.
Katil benim, kime ne!
Dün Türkiye’de çıkmış gazetelerin birinci sayfalarına bakınız. Yedi çocuğun cenazesi kaldırılırken bile kimin kimi tuttuğunu açıkça göreceksiniz. Mütedeyyin ve iktidar yanlısı medya, Genel Müdür Demir’in bu insanlık ayıbı açıklamalarının hiç birine yer vermemiş. Yaptıkları bir tek ‘Ah! Vah!’ etmek. Sanki bu olup bitenler Allah tarafından oldurulmuş da Doğalgaz şirketinin, özelleştirme ve namaz saatiyle gözü dönmüş yöneticilerin bu olayda hiçbir payı yok. Ölen çocuklar o gece Kuran okuyor olsalardı, ne diyor olacaktı bu gazeteler?
Ölülerin ve katillerin kimin tarafında olduğuna göre bakılıyorsa artık meselelere, bu ülke hiç olmadığı kadar korkutucu hale gelmiştir.
Dün bir anne oğlu gasilhanede yıkanırken ‘Sıcak su dökün. Üşümesin’ demiştir.
Ama siz Cuma’ya gidin, aman kaçırmayın!
ECE TEMELKURAN/MİLLİYET