31 Ağustos 2008 Pazar


- Alo Sıkılhan, nasısın dostum. Enes ben… Enes Binsatar. Bir ticared için rahatsız ettim. Şimdi şöyle ; muazzam büyük bir iş, hep beraber nasiplenecez inşallah, süper rızık çıkaracaz. Şu ismi duymuş muydun: Jamal bin Jabbar?
- Jayır…
- Yahu hemmen aylak insanlar gibi espri edeyim deye “jayır” filan diyorsun. Bırak bunları yav, ticared et. Espri felan böyle lüzumsuzluklar iki koyun güdemeyen işsiz güçsüz kimselerin şeysi… Bak şimdi, Şeyh Jamal bin Jabbar, dünya ticaretini fevkalade iyi bilen Arap camiasında krala yakın tüccarlar arasında en marifedlisidir... Kendisi camiada “Emir el Ticarad” yani “Ticaretin âmiri, en iyi bileni” diye anılır.
- O halde bize buyrun keşkül yiyelim.
- Yahu edebsizlik etme bırak dalgayı. Mamafih şeyh de genç adam ,bakma sen espiriyi felan sever. Ancak sana daha mühim bir işimiz düştü. Dedim ya şeyh genç adam bir deli fişek. Kendisi burdan arazi kapatacak bizimle ticared edecek amma, az gönül eğlendirmek istiyor. Sen Allah nazardan saklasın yakışıklı bir kardeşimizsin, çevren geniştir biz bu şeyhe genç bir bayan arkadaş grubu bulabilir miyiz. Beşyıldızlı otelde konaklıycaklar, bayanlara pırlanta kakmalı cep telefonu ve harçlık verilecek.
- Pejevenk miyim lan ben? Jamalıma söyle başka kapıya gitsin…
- Estağfirullah. Naapıyım yav, benim böyle işlerden anlayan hic bi arkadaşım yok. Belki senin vardır diye… Şeyh kısmısıynan ticared iyi de, buraya gelince karılarla beşyıldızlı otele kapanıp coşmadan kendilerine gelemiyolar. Af buyur travestiye meraklı olanı var, kırbaçlanma arzusunda olanı var… Para çok olunca sapıtıyollar biraz, bu bizim şeyh gene normal.
- Şeyhin şeyi konusunda yardımcı olamıycam…
- Peki, fukara, ihtiyac sahibi bi adam bulabilir miyiz? Tipi önemli değil, ağzı sıkı olsun yeter. Adama yemek, üç kat elbise, kışlık kundura, gocuk ve harçlık verilecek.
- Hani normaldi lan senin şeyh, naapıcak adamı?
- Şeyh hazretleri çok sayıda çöl atmacası yetiştirmesiyle tanınır. Hatta kendisine “Cevval yırtıcı kuşların babası” anlamında “Şeyh el câvil el kûşî” denir. Memleketinde laf olur diye yapamıyo, atmacasına gagalattırıcak adamı.
- Yırtıcı kuşlarına yırttırmak için parayla adam mı tutucak yani.
- Yahu neye hep mes’eleye menfi taraftan bakıyorsun. Neticeye bakalım. Belki birkaç fakirimizi yırtıcı kuşlarına pençeletecek amma gökdelen yaptıracak, marina inşa ettirecek, Gap’tan arazi alacak. Neticede biz de hızmet etmiş olacağız . Risk olmadan rızık olmaz, pençelenen kardeş yaralanabilir, amma ticareddir bu. Alo… Alo… Neticede kapadın zannedersem. Yahu sizin bu zihniyyetiniz öldürecek beni. Gelin hızmet edelim: Yook!… O halde bırak ben edeyim: Ettirmeyiiz! İki koyun versem güdemez, bir sandık limon versem satamazsınız. Anca kapayın o telefonu benim müstesna suratıma.


Çıkacak olan Leman Sıkılhan köşesinden özetlenerek