12 Şubat 2009 Perşembe

Rusya'dan aşka darbe

Yapılan son kamuoyu yoklaması, aşkı kemiren ilginç dış faktörün önemini ortaya koydu.
Ekonomik kriz Rusya'da beklenmedik bir etki yaptı ve aşık olanların sayısının azalmasına neden oldu.
Vtsiom enstitüsünün yaptığı kamuoyu yoklaması, Rusların sadece yüzde 45'inin aşık olduğunu gösterdi.Bu oran, Rusya'da 2003 ve 2007'deki ekonomik patlamaya göre 8 puanlık düşüşü ifade ediyor.
7-8 Şubatta yapılan 1600 kişinin katıldığı araştırmaya göre sadece 5 Rustan biri "aşk randevularına gitmeye" sıcak bakıyor. Rusların yüzde 59'u yıldırım aşkına inanırken, yüzde 11'i duyguların dünyayı yönettiği kanısında.
Rusya'da kriz, ekonomiyi ve insanların ruh halini altüst etse de değişmeyen tek şey, erkeklerin çoğunun sarışınları tercih ettiği.
BAG LİFE STYLE VİZYON VE NUYOĞK EDİTORU DUAYEN GAZETECİ LEZZET / STİL UZMANI VÂMIK ABİ'NİN YORUMU:
Öncelikle ekonomik krizi iğrenç bulduğumu belirtmek istiyorum sevgili baggerlar. Bütün dengelerimiz altüst oldu. Geçen hafta yazdığım, Sunshine sushi barda oda sıcaklığı 28 derece" başlıklı yazım içinde bulunduğumuz "ekonomik kriz" gerekçesiyle sansüre uğradı. Petrus şarap stoklarının elde kaldığı, first class yolculukların 3. sınıf vatandaşlarla dolduğu bu vakitlerde oda sıcaklığı 28 derece diyerek sushilerin bozulduğunu ima etmiş durumun vehametini kastetmiştim. Bunun orta zekalı yöneticilerimiz tarafından anlaşılmasını elbette beklemem büyük bi hataydı, neyse...

Halböyleyken Rusya bütün bi ülke olarak yazılarımda anlattığım şekillere gelmiş ekonomik kriz yüzünden aşk diye bişeyi hayatlarından çıkarmışlardır. Neden; Aslına bakarsanız ruslarda aşk zaten hiç olmadı, onlar için varsa yohusa vodkaydı herşey, çirkin kadın yoktu az vodka vardı... artık o bile kalmadı... Ünlü futbol takımlarının satıldığı, 17. yy şatolarının sahibinden devredildiği bir rusya'da vodkadan bahsetmek tabi ki abes olur.
Ekonomik kriz belki de en çirkin yüzünü gösteriyor artık, "ıstakoz" demenin "afaroz"1 olmayla aynı anlama geldiği, Beyoğlu terkos pasajına "paris moda haftası" muammelesi yapıldığı çok zor günler geçiriyoruz, başımızdaki büyükler "teğet", "tangram", "koni" filan demekten vazgeçip ne zaman harekete geçicekler... merak içindeyim doğrusu.
PS: Geçmiş olsun Hıncal Ağabey



Necip Aptioğlu