15 Mart 2010 Pazartesi

REKLAMLARDA ÇOK BAĞIRIYOSUNUZ AZ SAKİN OLUN SÖZ HEPİNİZE YETİCEK KADAR TÜKETİCEZ. NOOLUR BAĞIRMAYIN!


Şimdi "bağırıyoruz, hay hay haykırırıyoruz çönkü, tüketıcı davranışları, insan psikolojisiğ" felan diye bi cümleler kurucak Prodakt Şeysi, Marköting Uzmanı, İletişim Ali Atıf Biri felanı birileri illa ki vardır...
Tamam o da onların ekmeği. Bi bildikleri var ki etlerinden et yolunuyo gibi bağırıyollar, bağırılmasını normal karşılıyolar...
Ama bu "Tavuk bile dötü yırtılarak gıdakladığı içün yumurta prodaktını (ürün) herkeşe duyuruyor. Yoksa biz o yumurtayı duymaz idik horaz gagasıyla delip yirdi giderdi" ana fikirini taşıyan bin yıllık "Bilimsel görüş" değişmiş olabilir...
Bilim her dakika yeni keşiflerle değişip gelişir ve ilerler çünkü...
Yaratıcılığın, kreativitenin feriştahı bir sektör nasıl olurda bin yıldır "Dötünü yırtarak yımırtasını habar veren tavık" hadisesini bir türlü aşamaz?
Boşuna mı o braynlar stormingler.
Zannımca birgün sektörden çöplenen bir bilimadamı çıkıp "Yav yok bu kadar bağırıp tekrarlayınca marka ve kurum kimliğine karşı bilinçaltında derin bir nefret oluşuyor. Akılda kalıyor tamam ama saldırgan, deli bir horozun bulunduğu bahçe de akılda kalır. Yerini bilir, önünden geçmezsiniz" dedikten sonra uyanıcak bu doymak bilmeyen gürültü üreticileri.
Şimdiye kadar olayı henüz insan kılığında faaliyet gösterenler için bilimsel bağlamda konuştuk.
Bir de reklam kuşağı girdiği zaman ana kumandadan TV'nin anten sesini açan kötü kalpli ve yetersiz akıllı kimseler var ki onların direk ağzınının ortalık yerine....