* Hat arızasını açıklığa kavuşturmak içün ordan oraya ordan oraya tam onbir telefon numarası arasında sektirildik. Belli bir süre sonra (Bu süre üç saat olabiliyor) son aradığınız numara, sizi dokuz önce aradığınız numaraya yönlendiriyor. Aradan geçen süre içinde her çıkana dert anlatıp robota bağladığınız için tekrar başa döndüğünüzü size aynı numarayı arattırdıklarını anlamıyorsunuz. Hadi bir tur daha attırıyolar size.
Çıkanlar içinde gerçekten efendileri var. Gelgelelim,
"Kakamı ediyordum niyçün tam ilk lüleyi bırakırken beni sudan sebeplerle aradınız, bu numarayı size kim verdiğhhhh" ruh haliyle çemkirenler de oluyor.
Devlet memuru olsalar anlayışla karşılayıp "ceberrut devletin mutsuz memuru beni azarladı" diycez ama Telekom tümüyle devletin diil ki. Aksine altyapısını tamamlamak yerine ünlülerle yaptığı reklam kampanyalarına trilyonlar harcayan ona buna çiçek pazarından demetle sarı laleler dağıtan bir "hür teşebbüs".
*"Arıza sizden gaynaklanıyor, o dolma ayak barnaklarınızla yirdeki gaploları birbirine çitişdirmiş olabilirsiniz" mi demek istiyorlar, bilemiyoruz; 121 arıza servisi bıraktığınız arıza notuna otomatikman "şirketimizden kaynaklanmayan nedenlerle hattınıza ulaşılamamıştır" notu yolluyor.
Hadi arıza bitek bizim olsa kendi dolma parmaklarımızı suçlıycaz ama çevredeki çoğu evin yaklaşık on gündür telefonu çalışmıyor. Sel baskınında (İSKİ'nin dolma parmakları ve belediyenin dolmaparmakları el ele verip bir yağmur suyu kanalını ıslah etmedikleri içün) yüzlerce hattın bağlı olduğu bir sahra dolabı yıkıldı. Dolma parmak taşeron ekibi gelip gaploları ordan yolup başka bir yere dutuşturdu işte o esnada ipin yani gaplonun ucu gaçtı. Yani Şirketinizden kaynaklanıyor gözüm, dolma parmaklım. Ha "biz taşerona virdik onlar etti" demek istiyosanız o ayrı. Herşeyi taşerona vermeyin bilhassa içinde dozer kullanımı geçen işleri. Kepçesini galdırırkene felan seyretmek güzel de o makinalar, o sarı şeyler, karışık gelebiliyo bi sürü taşeron evladına, bissürü fites var, yanlış birine tokanınca...
* Arada cep telefoncu kardeşleri de hayırla analım, hatırları kalmasın... 3G diye reklamlarla günde üç vakit beynimize radyoaktif akın düzenliyollar. Yine reklamlara, ünlülere trilyon döküyolar ama İstanbulda bir çok baz kulesi 3G hizmeti vermiyor. (Bizim burda İstanbul'un en mühim yirinde yok) Yani farkını verip oynamaya aldığınız 3g li cihazlar bırakınız memleketin diğger dağ ova ve meralarını İstanbul'da bile çalışmıyor esasen. Dolayısıynan blog a veri transferi 3g li fekat direk tarafından desteklenmeyen modem ile çook uzun sürebiliyor. O yüzden yine sarı lale ikramcısı telekom'un iplikli hatlarına mecbursunuz.
* İşte bu nedenle BAG'tan bilemiyceğimiz bir süre daha mahrum kalıcaksınız. Pazartesi dolma parmaklar mesaiye başlıycak, koltuğa kaseyi yerleştirip, çayından bi fırt aldıktan sonra sandalyenin minderine ifak bi osuruk salıcak, bi süre boşluğa bakıcak, sonra sarı lale dağıtmak için çalışmaya başlıycak, belki o arada, şansımız varsa bizim işi de aradan çıkarır...