ANKARA - Öztürk, oluşturdukları “Küresel Isınmanın Etkileri ve Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Yönetimi Araştırma Komisyonu”nun faaliyetlerini sürdürdüğünü belirterek “Hepsinden önemlisi, köklü bir çözüm olarak Türkiye’de Su Kanununu çıkarmak zorundayız. Böylece suyun bir otoritesi olur. Bu konuda da çalışmalar yapacağız” dedi.
Tuvalet rezervuarından tarla sulamaya kadar suyun tasarruflu kullanılması gerektiğini vurgulayan Öztürk, ev ya da işyerlerinde “denizde damla” gibi nitelendirilen kayıpların yılda binlerce ton suyun ziyan olmasına yol açtığını vurguladı.
Öztürk “Örneğin, banyo ve tuvalette tüketilen su, evde tüketilen toplam suyun yüzde 75’ini oluşturuyor. Bir tuvalet rezervuarının su depolama kapasitesi 16 litre civarında. 4 kişilik bir aile sadece sifonu çekerek ayda yaklaşık 7 ton su tüketiyor. Oysa, yapılacak teknik bir ayarlamayla rezervuardan sifonu her çekişte akıtılan su miktarı azaltılabilir. Hem muslukların hem de rezervuarların su sızdırması halinde ise bir evde ya da işyerinde yılda yaklaşık 13 bin tonluk su kaybı söz konusu oluyor. Bunun için su kaçaklarını önleyecek tarzda rezervuar ve musluk kullanmak gerekir. Yine duş yapma işini 5-6 dakika ile sınırlandırırsak, her duş başına 55 litre su tasarrufu sağlamış oluruz. Ayrıca klasikler yerine düşük akımlı duş başlıkları kullanılabilir. Diş fırçalamak için ise ortalama 3 dakika yeterliyken, fırçalama işi bitinceye kadar musluğu açık bırakmanın anlamı yok. Bu yolla en az 15 litre suyu ziyan etmiş oluruz. Ancak, savurganca kullanılacak suyumuz yok” dedi. (Ntvmsnbc)