26 Kasım 2009 Perşembe

SIKILHAN DANAYA ORTAKÇI GİRENDE

- Merhaba dostum, alo, Enes ben Enes Binsatar. Danaya ortakçı girer misin benle?

- Bir gelirim yok, öğrenciyim. Bu durumda danaya girmem, kurban kesmem, timsahtan uzak dururum…

- Kurban içün değil promosyon maksadıyla. Ticared. Erzurum’un ünlü celeplerinden dayım Habip Faysal Düdek, Kurban Bayramında satmak üzere satlık hayvan getirdi de… Onun tanıtımını yapmak üzere dana kostümüne giricez. Yengem dikmiş gayet güzel bir kostüm. Ben öne geçip ön ayakları ve kafa kısmını hareket ettirecem sen ise arka ayaklar ve kuyruk sallama işine kumanda edecen… Ticared, oh ticared…

- Bilmem ki daha önce hiç dana kuyruğu idare etmedim, toynak kumanda paneli kullanmadım…

- İstersen ön tarafa sen geç. Ama oranın işi daha fazla. Kostümün önünde oynatılacak çok şey var. Ayrıyetten önde vazife yapan personel “Mööö” diye ses de çıkarmak durumunda. Karşılığında sana öğle yemeği artı çay molası ve çok güzel döş eti verilecek.

- Döş…

- Hayvanın en güzel yeridir. Kiloylan yesen doydum demezsin, şişlik yapmaz, hararet yaratmaz, sovan kavurmasıyla pek güzel gider, ağızda dağılır, mideyi yormaz, ayak yolunda kolaylık eder.

- Bir keresinde tavuk kılığında tanıtım gıdaklaması yapıp çocuklarla resim çektiren adamla tuvalette yanyana pisuvarlarda işemiştik. Adam kostümüyle çiş yaptı sonra dışarı çıkıp gıdaklamaya devam etti. Çocuktum, kafam karıştı…O yüzden bişey kılığında dolaşan adamları hiç sevmem.

- Öyle diyorsun da. Ticaredte malını tanıtacan, tüketim eden insanın nazarı dikkatini cerb edecen, ilgisini çekecen yani. Ticared oh ticared. Bir kerresinde ünlü tüccarlardan Ebu Hüveyye ve beraberindekiler, Ihbıkâbad Şehrinde kurulan pazara mal satmaya gitmişler. Öyle sıra sıra dizmişler satlıklarını. O esnada tüccarların piiri Ebu Hüveyye kaftanının cebinden çıkardığı rengarenk bir dürrücırrık kuşunu sarığının tepesine koydu. Mübarek hayvan sarığa çıkar çıkmaz eyle bir ötmeye, makara çekmeye başladı ki, dürrücırrık kuşunun sesini duyan pazarcılar o dakkada tezgahın başına üşüştüler. Gelen müşteri Hüvveyye’nin tezgahındaki binde dokuzun altında GDO içeren mala hücum edip yarım saatte tüketti. Satlığını satıp ticaredini eden Hüveyye dürrücırrık kuşunu sarığından indirip kaftanına koydu ve dönüp şöyle dedi “Burada marifet dürrücırrık kuşunun değil, işini bilen esnafındır. Ticared oh ticared” Kapamadın değil mi?

- O halde döşü peşin alırım…

- Sen de öğrendin bak işi. Eşşeği sağlam kazığa bağlıyorsun. Afferin, ticared oh ticared… Oh…

Geçen Haftaki Leman Dergisi'nden