15 Aralık 2011 Perşembe

Bu Haftaki Leman'dan Sıkılhan Özeti

- Ticared?


- Enes?

- Vakıt yok o yüzden hemmen konuya girdim Sıkılhan.

- Ben de hemen çıkıyım konudan: Hayır...

- Bir dinle amma dostum. Köhne Emek Sineması yerine yeni bir AVM yapılmak üzere biliyorsun. Sana ordan haşlak mısır büfesi ayarladım. Korn kornır dediğimiz külahta, plasdik tabakta haşlak mısır işi. AVM’nin en güzel yerinde bak. Karşısında Starbaks olacak, kenarında Börgırkink, arkasında Teknosa ilen Dienar önünde de 2 TL atınca çalışan masaj koltuğu var...

- Bunların olmadığı biyer yok artık. Her yer AVM olunca köylülerimiz tarla açmak için alışveriş merkezi yakmaya başlıycak, demedi deme...

- Anladım ben seni. Emek Sineması’nın yıkılmasına karşı bir zihniyyetsin. İyi sen istemiyorsun diye halk yürüyen merdivene pinmesin, arzu ettiği yerde latte, ekspresso içmesin, kitap gezmesin... Derdin sinema ise bugün her AVM’de yepyeni sinema salonları hızmet veriyor. Yok eğer diyorsan ki nostaljik takılacam, bu AVM’de Madam Tusso Balmumu Müzesi’nin bir bayiisi de bulunacak bak. Gidip ücreti mukabilinde özlediğin eski şahısların balmumundan heykellerine bakabileceksin. Bundan ala nostalji mi olur?

- Allah bilir ünlü tüccarlardan Ebu Hüveyye’nin bu konuda ibretlik bir kıssası da vardır. Dönmüş ve etrafındaki ticared erbabına demiştir ki: “sevgi emek değil, ticarettir” Ahahaha...

- Bi saniye Ebu Hüveyye dediğin kim? Ne diyorsun dostum sen? Ticaredsizlik başına mı vurdu?

- Nası olur da Ebu Hüveyye’yi tanımazsın ya? Sultan ül Ticara, ticaretin sultanı ünlü esnaf hani. Yıllarca kendi uydurduğun kıssalarla kafamı presledin. Enes, sen diil misin?

- Eööö... Aslında bi bakıma Enes’im ama adım Furkan Yeşilkese. Enes Bey’den frençayzingle isim hakkı aldım. Kendisi belli bir ücret karşılığında arkadaş portföyünü verdi. “Enes” marka adı altında arayıp telefonu açanlara ticari fikirler sunuyorum. Enes’in Bayiisi olarak kabul ediniz beni. Zincir şeysi...Ebu Hüveyye’ye gelince... Ben o şahsı tanımıyorum ama, küresel ekonominin en önemli figürlerinden Rakıfelır’ın biyografisini okudum. Hemen ondan kısa bir anektod nakledeyim. Bir keresinde Bay Rakıfelır ve beraberindekiler Teksas kırsalında golf oynuyollarmış. O esnada, lanet bir köstebek Bay Rakıfelırın gözü önünde golf sahasını eşeliyormuş, bunu gören ünlü tüccar dönmüş ve etrafındakilere demiş ki:... Alo orda mısın dostum... Alo... Orda diilsen boşuna anektod anlatıp emek sarfetmiyeyim. Emek kutsaldır neticede. Alo? İşte bu. Anca kapa sen telefonu. Emek Sineması yıkılmasın, AKM kalsın, vay efendim siluete dokanmayın. Hiç bişey değişmesin, kimse ticared etmesin. Bunun adı istatükoculuk değil de nedir dostum? El cevab: tıss... Son kerre alo... Alo...Vizyon?... Ticared? Alo...Dinamizim, inovasyon... Alo, ticared...