BİR "G-STRİNG" YAZISI DA AYŞE ARMAN'DAN GELDİ ! "G-STRİNG GİYEN, HER ORTAMDA SEKS DÜŞÜNÜRMÜŞ'' DİYEN ARMAN, İÇ ÇAMAŞIRININ MARKASINI DA AÇIKLAYARAK, G-STRİNG GİYDİKTEN SONRA NELER HİSSETTİĞİNİ KALEME ALDI
Ayıp ayıp, böyle şeyler yazılır mı?Marks and Spencer’dan alıyorum iç çamaşırlarımı. Çok iç gıcıklayıcı olanlarını değil tabii. Günlük giydiklerimi.Özel önem verdiklerim, farklı farklı yerlerden.İç çamaşırı deyip geçmeyin, kimi için bir servet ödedim, kıydım paraya, en baba markalardan aldım, koydum çeyizime; kiminiyse yurt dışından, rastgele yerlerden topladım. Ama hepsini özenle seçtim, hepsini yıllar içinde yavaş yavaş biriktirdim. Bir tür koleksiyon yaptım.Ayıptır söylemesi, takılarım, mücevherlerim neyse, iç çamaşırlarım da o benim için...Ve akseuarları... Jartiyerler, çoraplar, eldivenler... Hepsinin bir hikayesi, bir hatırası var.* * *Utanmasam, bankada kasa kiralayacağım.O derece önem veririm yani.Mesela Alya’ya doğumda gelen altınları kasaya koymuştum, pekala iç çamaşırlarımı da koyabilirim.Ama banka yakın olmalı, ihtiyacım olduğunda bir koşu gidip alabilmeliyim.Yok yok vazgeçtim, olmaz, banka kasası olmaz.Çünkü evde, küçük lavanta torbaları koyuyorum onların yanına.Bankada, tuhaf kaçmaz mı?Çekmeceyi çekince çok güzel bir koku yayılıyor ortalığa.Mücevherlerini seyreden insanlar gibi, bazen ben de onları seyrediyorum.Bankada olmaz, bunları yapamam.Zaten o güzelim iç çamaşırları da o metalik çekmecelere yakışmaz, iyi durmaz.
* * *
Benim için... Yangında ilk kurtarılacaklar... Pasaportlar ve iç çamaşırları...Hafta sonu için yeni nadide parçalar bakınırken Nişantaşı’nda, elime vişne rengi bir g-string geçiyor.Aklımdan da İlhami Atmaca...Allahım ne tartışma, ne tartışma...Tanımam, etmem.Gazetede okuduklarımın yalancısıyım, tesettürlü kadınlar için g-string, bir ahlaksızlaştırma aracıymış. Dini bütün bir Müslüman kadının, g-string giymesi mümkün değilmiş.Bir başka deyişle, g-string giymiş kadın, dini bütün Müslüman kadın kategorisine girmezmiş.G-string’in amacı, kadına her an cinselliği düşündürmekmiş,G-string giyen, her ortamda seks düşünürmüş.Aniden ben de düşünmeye başladım. G-string benim için ne ifade ediyor diye.Tabii ki sıradan her hangi bir iç çamaşırı gibi değil. Bir kere, icat sebebi farklı. Eteğin, elbisenin, en çok da pantolonun altında iz belli olmasın diye.Ne için icat edilmiş olursa olsun, ben g-string giydiğimde, kendimi daha seksi, daha iyi hissediyorum.Ayrıca kilo fazlası olduğunda, bu mereti giymek zor. Estetik durmuyor. Eğer g-string giyiyorsam, bedenime daha fazla özen gösteriyorum, daha fit olmaya gayret ediyorum.Hep pamuklu anneanne külotları giyersem, daha fazla karbonhidrat tüketme hakkı bulabilirim kendimde. O yüzden çarşaf filan giymediğime de şükrediyorum. İnanılmaz şişman olurdum. Nasıl olsa görünmüyor bedenimin hatları diye, kendimi salardım. Yani g-string, benim için bir tür kontrol mekanizması. Anneanne külotları beni korkutuyor. Küçük şeylerin içine girebilmek için, küçük kalmaya gayret etmeniz gerekiyor.Ve evet, onun içinde kendimi tabii ki daha kadınsı hissediyorum.İnsanın giysisi ne kadar salaş, ne kadar spor ya da ne kadar kapalı olursa olsun, içinde seksi bir çamaşırı olduğunu bilmesi bence son derece hoş...Sadece karşındaki için de değil, kendin için de giyiyorsun bunu...
* * *
Atmaca ne diyor?"G-string giyen, her ortamda seks düşünür."İsteseniz de, her ortamda seks düşünemezsiniz.Ne yazık ki her zaman böyle bir lüksümüz olmuyor, olamıyor.Yapılması gereken şeyler, teslim edilmesi gereken işler, sorumluluklar, vesaire vesaire... Mutlaka bir engel çıkıyor.Ama anlamadığım bir şey var:Bir kadının daha fazla seks düşünmesinin neresi kötü?Erkekler için serbest ve sonsuz olanın, kadınlar için neden sınırlı olması gerekiyor?Üzücü...Çünkü seks düşünmek eğlenceli bir şey...Kadınlar niye mahrum kalsın?İç çamaşırıyla seks arasında bir korelasyon var tabii. Bu anlamıyla İlhami Atmaca’ya katılıyorum. Ve eğer İslami kesim, eskisine oranla daha fazla g-string tüketiyorsa süper. Ama bu sadece onları ilgilendirir ve bunda bir günah aramak, öküz altında buzağı aramak gibi bir şey...Hem boşuna üzülmesin ben Dubai’de yaşıyorum ve abaya yani çarşaf giymiş kadınların satın aldıkları iç çamaşırlarını görüyorum.O oooooooooo!Durum 3-5 yazıyla toparlanacak gibi değil. Neler alıyorlar neler...Ama ben hiç şaşırmıyorum.Çünkü seks, herkes için seks..İnananların seksi, inanmayanların seksi diye bir şey yok...
AHMET HAKAN DA "TÜRBANLILARIN G-STRİNG TERCİHİ''Nİ YAZDI ! TARTIŞMAYI GÜNDEME GETİREN "CAMİANIN" YAZARINA TEPKİ GÖSTEREN AHMET HAKAN, TARTIŞMAYI "EDEPSİZ SALDIRI" OLARAK YORUMLADI
İç çamaşırı fetvacısı"TÜRBAN" ile "g-string" sözcüklerini "başka birisi", mesela Türker Alkan ya da Ruhat Mengi yan yana getirseydi... İnanın hiç şansları olmazdı!Ama cemaatten bir yazar, biraz da "ahlakçı" ayaklara yatarak, bu iki sözcüğü bir araya getirince camiadan bir iki cılız itiraz dışında ses eden çıkmadı. Zaten "İslamcılık" denilen akımın günümüzdeki sorunlarından biri de budur.Burada kol kırılır, yen içinde kalır..."Dışarıdan" yazana aslan kesilmek, "İçeriden" yazana kuzu olmak burada gelenek haline gelmiştir.Oysa...Kendisini "İslamcı" diye nitelendiren bir derginin "İslamcı" bir yazarının, "türban" ile "g-string" sözcüklerini yan yana getirmesi karşısında en azından "Bre edepsiz!" diye kükremek gerekirdi.Kendisini "iç çamaşırı fetvacısı" zanneden bu arkadaşa, en azından, "Birader! Sen nasıl Müslümansın! Hem İslamcılık yapıyorsun, hem de ben her konuyu yazarım diyerek postmodern takılıyorsun? Sen ne biçim adamsın?" diye çıkışmak ve had bildirmek elzemdi.Bunların hiçbiri olmadı...Üstelik..."Türbanlı kadınların g-string tercihi" konulu bir makalenin, hayatlarını "sakınma" üzerine kurmuş kadınları müthiş derecede rencide ettiği gerçeği ortadayken bu yapılmadı... Bu iki sözcüğün yan yana gelmesi sonucu ortaya çıkan çağrışımın, türbanlı kadınların sakınmaya çalıştıkları "mahrem alan"ı müthiş derecede tehdit ettiği gerçeği bilinirken bu yapılmadı.Mahremiyete yapılan bu edepsiz saldırı, mesele bile edilmedi.Ne diyelim? Yazık, çok yazık...