4 Ağustos 2007 Cumartesi

Sıkılhan: Alaçatı Geyiği



- Alo Sıkılhan, Çeşme Alaçatı’dan arıyorum seni yavrum. Rrrosbükü Biiçdeyiz, baban kaygan bi kameramana bastığı için geceyi Jandarmada geçirdi.
- Vay be o kadar kalabalık ha… “Alaçatı fena moda oldu” diyolar. Yağlı kalabalık tehlikeli tabii. Benim bi arkadaşım da aşırı güneşyağına bulanmış kaygan bir haldeyken trendy, kalabalık bir plajın iskelesinde bağdaş kurmak istemiş ve ayağı bileğine kadar kendine girmiş. Hafazanallah. Evlerden uzak.
- Hayır gündüz beachte diil, gece vakti oldu olay.
- Hmm. Geceleyin “kaygan kameraman” çok daha tehlikeli.
- Redroof Beach Night Club’ta köpük partisi vardı. Grupça gitmiştik, dans eden kalabalığın üzerine sabun köpüğü sıkıyorlardı. Babanı zorla götürmüştük zaten bi de gözüne sabun kaçınca hepten huysuzlandı. O esnada yanlışlıkla yere yatmış kıvranan sabunlu vücütları görüntüleyerek kamu görevi yapmakta olan bir kaygan kameremana basmış. İstenmeyen bir olaydı tabiii.
- Ben isterim, ilginç olabilir.
- Komik olduğunu mu sanıyorsun. Mizah bu değil Sıkılhan, hümor başka bişey. Harneyse. Allahtan olay fazla büyümedi, yanlışlıkla olduğu anlaşılınca kaygan kamereman beyle de arkadaş olduk. Hatta kendisi bizi dans ederken görüntüledi. Bu akşam TV de yayınlanıcak. Senden recam programı DVD ye kaydetmen. Aloğ? Evet? Hatta mısın çocuğum. alo… Alo… Kapadın mı gene terbiyesiz. Alo. Seni anlıyoruz yavrucuğum yaşın gereği adeta, renkli, güzel, sosyal, eğlenceli olan herşeye karşısın. Bütün bunları anlamsız ve delice buluyorsun. Ama birgün büyüyüp baba olunca sen ve hanımında gözde moda mekanlarda yağlanıp iskeleye yatacak, hatta yanlışlıkla kaygan kameremanlara basacaksınız. Alo… Evet…
- Hay vıcık kafanıza basayım sizin!

* * *

- Allo, miriba Sıkılhan, Bunalgül ban. Baksana bişi sorucam, doğaüstü olaylara inanır mısın sen?
- İnanma mıı? Sen kendin doğaüstü bişisin zaten kızım.
- Çok marsi. Tavav, biliyorum şirinim ama ben başka bişi için soruyorum. Harry Potter ve arkadaşları aslında gerçek olabilir mi…
- Nooldu annengille beraber gidip oy mu attınız kendisine.
- Ay saçmalama haayır yaağ. Büzge için soruyorum. Büzge Harry Potter’in son kitabı Türkiye’ye tee kasım da anca gelicek diye dert yanarken erkek arkadaşı Sunder “Kitabını, filmini naapıcan, burda gerçeği var” demiş de kendisine. Hesapta “Hogwards Cadılık Ve Büyücülük Meslek Lisesi” ni bitirmiş Sunder.
- Baravo, kolay iş bulur…
- Yok yani ciddi. Hatta okulun pilav günü varmış da ondan daha yeni dönmüş Sunder. Harneyse. Büzge’ye demiş ki, “benim büyülü değneğim bile var”
- Kreaaa, kreaaaa… Gene miiii, ehahah…
- Ne var canım kız meraktan tutmuş pantolonun üstünden doğru. Hayır ne gülüyosun bunda bişe yok ki… Yaa salak muamelesi yapma heman insana. Harry Poter’in son kitabı saniyede dört tane satıyo, küresel bi fenomen bu… Normal olan herkes kendisinde birer I Phone, birer Harry Potter olsun ister tamam mıı, bi de piespi, pleysteyşın 3… Doğal yani. Kız da merak edip dokanmış pantolondaki değneğe. Niye hemen kötüye çekiyosun, biraz fantastik düşünsene, ya o değnek sihirli olsa…
- Hay değneğin büyüğüyle efsunlayayım alayınızı…

* * *

- Sıkıl Baba naaber, Hırgürkan ben. Hırgürkan Reis. Yürüsene, Gümüşlük’e gidiyoruz Akademi diye bi mekânı yakından inceliicez. Şirin beldeye “bazı enteller” yuva yapmış, arazi güzel. Ürkütelim diyoruz bunnarı. “Şiir roman heykel” diye yıllardır bik bik ediyolarmış, esnafa beş kuruşluk katkı yok, bir plaj, bir tesis, 99 yıllığına bir balık restaurantı olayına girilse, millet ekmeğine baksa fena mı olur diyoruz. Misal, “Marmara’nın İncisi” Gümüşlük Koyuna ben güzel bi tesis yaptım, bundan herkes ekmek yer. Git heykelini içerlek biyerde yap, romanını yaz, niye en kıymetli araziye akademi makademi yapıyosun be aklına çaktığımın enteli.Onca okudun yazdın da aklına gele gele bu mu geldi. Bir otopark, bir büfe ruhsatı, beach ortamları…Di mi yani? Ekipten Şefik Abi’yi uyandırdık telefonla, o işten bişe çıkmadı. Bi de biz görünelim bakalım. İlla yanlışlıkla yangın çıkarttırıcaklar arazide, o olucak…