Hrant vurulalı üç yıl oldu. Üç yıl önce ölümünün acısıyla birlikte bize olağanüstü bir umut da bırakmıştı. Yüz binlerce vicdanın anında, hiç örgütlenmeden sokaklara dökülüp bir ağızdan ‘Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz’ diye haykırmasıyla bir kez daha başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanmıştık. Bu üç yıl, katillerin işte bu umudu yiyip bitirme çabasıyla geçti.
O gün çok güçlüydük. Hepimiz ellerimizi birleştirsek sanki şu dünyayı durdurup yepyeni bir dünyaya döndürebilirdik. Hrant, ölümüyle yüz binlerce kardeşi bir araya getirmişti. Bu güçten korktular işte. Katiller devletinin kâbusuyduk o gün.
Unutmadık. O yüz binlerce insanın el ele vermesinden ürküp vicdanımızı sorguya açanları unutmayacağız. ‘Hepimiz Ermeni’yiz’ savsözünü sinsi tartışmalara konu edenleri, sahte aydın sinizmiyle acımızın ve isyanımızın dilini eleştirenleri unutmayacağız.
Bu topraklarda ırkçılık olmaz diye fetva verip üzüntülerini bildirirken ‘ama’larını ceplerinde şıngırdatanları unutmayacağız.
Aslında vurulanın Türkiye olduğunu iddia edip, Türkiye’nin imgesi için karalar bağlayanları unutmayacağız. İmge demokratlarını, sinsi yardakçıları, Hrant’a haddini aşmış, çizgiyi geçmiş yabancı muamelesi çekip milletini kışkırtan basın tüccarlarını unutmayacağız.
Hrant’ın katlinden operasyon diye söz eden üniformalıları; ‘bebeklerden katil yaratan’ alçak valileri, komutanları, siyasetçileri, hukuk insanlarını unutmayacağız. Ölüme tapan, rütbelerini kanla şişiren, devletinin gözbebeği kızıl elma dişleyen Ergenekon mücahitleri ve işbirlikçilerini unutmayacağız.
Bizi bezdirmeye çalışıyorlar. Kan emzirerek büyüttükleri eke üç arsız katili önümüze atıp kurtulabileceklerini sanıyorlar. Yüzlerine çalacağımız utancı torunlarına erteleyebilmek için canlarını dişlerine takmışlar. Ertelemeye, unutturmaya, vazgeçirmeye çalışıyorlar.
19 Ocak, bu yas günümüz resmi kayıtlara geçmesin diyedir çabaları. Hrant’ın katli, basit bir cinayet olarak tarihe yazılsın, tarihin üçüncü sayfasına atılsın diyedir bütün gayretleri.Hrant’ın katilleri hâlâ aramızda. Evet, onlara hâlâ dokunulamıyor. Devlet, hâlâ onların devleti. Omuzlarımızda apolet, ellerimizde cop, kasalarımızda sır yok diye bizi güçsüz sanıyorlar. Bizi sonuçsuz, göstermelik davalara tanık ederek bezdirmeye çalışıyorlar. Önümüze bin bir duvar örerek yıldırmaya çalışıyorlar. Unuturuz belliyorlar. Yoruluruz belliyorlar. Küser vazgeçeriz belliyorlar. Onlara yanıldıklarını göstermek zorundayız.
Göstereceğiz.
19 Ocak’ta saat 2.30’da, kardeşimizin vurulduğu yerde, Agos Gazetesi’nin önünde toplanacağız. Orada bir kez daha el ele, yürek yüreğe vererek Hrant’ı anacağız.Gücümüzü, unuttuysak hatırlayacağız. Gücümüzü katillere hatırlatacağız.
Hrant için! Adalet için! (Yıldırım Türker/ Radikal)